Otobüsten inip Kâbe'ye yöneldiğimde, duvarlar sebebi ile o kutsal yapıyı görememiştim. Ama az sonra Kâbe'nin üzerine bir felaket gibi çöken kıralın sarayını gördüm.
– Bu ne dedim Ömer'e?
– Kıralın sarayı dedi.
Bu saygısızlığın, bu görgüsüzlük, bu maneviyattan nasibini alamamış hoyratlık karşısında gözyaşlarımı tutamayarak Ömer'in omuzuna yaslanıp hıçkırıklara boğuldum.
Ben o kutsal mekana yaklaştıkça içimi manevi bir iklimin rüzgarı yalayacak, suları dolduracak derken bir maddi heykel ile karşılaşmıştım.
Ah Ömer, canım Ömer, beni burdan oraya sırtında götürüp getiren Ömer, sana nasıl teşekkür edeyim.
Şimdi, aradan onca yıl geçtikten sonra yeni çekilen Kâbe fotoğraflarına baktıkça içime kasvet çöküyor.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/MustafaKutlu/ibadetin-seyahate-donusmesi/40196































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.