• İstanbul 20 °C
  • Ankara 12 °C
  • İzmir 19 °C
  • Konya 15 °C
  • Sakarya 19 °C
  • Şanlıurfa 24 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 20 °C
  • Bolu 15 °C
  • Bursa 17 °C

Mustafa Kutlu'dan: Karaca Ahmednâme

Mustafa Kutlu'dan: Karaca Ahmednâme
Hekim, tıp tarihçisi, hattat, müzehhip ve ressam olan Drd. Prof. Dr. Ahmet Süheyl Ünver (İstanbul 1898-1986) yakın devir kültür hayatımızın önemli simalarından biridir. Hakkında önemli ve hacimli bir eser yayımladı: Prof. Dr.

Resimler ve tezhiplerin bir kısmı Tıp Tarihi Enstitüsü'nde bir kısmı da ailesindedir". Uzun ömrünün hemen her anını, okumak, yazmak, çizmek, not almakla geçiren Ünver, geleneksel hayatımızın, şehirlerimizin, edebiyatımızın, mimari eserlerimizin sayılamayacak kadar çok kültür unsurunun kaydını almış, resmini yapmış, bir nevi tek kişilik yazma kütüphane kurmuştur. Bu kütüphane henüz tam olarak elden geçmemiş, çok az bir kısmı yayımlanmıştır. Karaca Ahmednâme onun defterlerinden biridir. Kitap özenle hazırlanmış, iyi kağıda basılmıştır. Sadece makale isimlerinin o kadar büyük punto ile verilmesini yadırgadık.

Karaca Ahmed önemli bir mezarlıktır. Bu açıdan kitabı hazırlayanlara ve basımı gerçekleştiren Üsküdar Belediyesi'ne teşekkür ediyoruz.

Eserin sonundaki yazılar arasında biri de şudur ki bize eski mezarlıklarımızda kullanılan ölümle ilgili şiirleri, kelam-ı kibarları aktarıyor: "İstanbul halkının ölüm karşısındaki duyguları. Yeni Türk mecmuası. Nu:68. S.312-321)."

Burada aynı yazıdan bazı örnekleri nakledeceğiz.

Ziyaretten murat heman duadır

Bugün bana ise yarın sanadır

*

Bu fânide hiç bulamadım rahatı

İhtiyar ettim anın için rıhleti

*

Hastalandım bulamadım derdime derman

Yok bu dünyanın vefası hani Süleyman

*

Bu cihan bağına geldim bir mürüvvet göremedim

Derdime derman aradım bir ilacın bulamadım

*

Ey felek kaddin bükülsün nâmurad ettin beni

Bir murada ermiş iken târumâr ettin beni

*

Ah ile zar kılarak gençliğime doymadım

Çün ecel peymânesi dolmuş muradım almadım

Hasrete fâni cihanda-i ömür sürmedim

Firkate takdir bu imiş ta ezelden bilmedim

*

Meskenim dağlar başı sahraya hâcet kalmadı

İçtim ecel şerbetini Lokman'a hâcet kalmadı

Nikâhım kıyıldı tezevvüç olmadı icra

Nagihan bir derde düştüm vereme bulmadı çare

Arkasında tez ermişti câm-ı ecel

Murada ermek değil mümkün ne hikmettir bu dünyada

Garibin halini hanımım ağlasın yansın

On yedi yaşında deyu mezarım iftihar etsin

*

Niyazım benim budur Bari Hüdâ'dan

Unutmasın dostlar beni duadan

*

Ne hekim kâr etti bana

Ne buldum derdime derman

Emr-i Hak böyle imiş

Yerini buldu ferman

*

Bir kuş idim uçtum yuvadan

Ecel beni ayırdı anadan babadan

Unutmasınlar beni hayır duadan

Bir çocuğunu kaybeden ailesi mezar taşına şu dramatik ve zarif ibareyi yazdırmış:

"Ey toprak üzerine pek de sıklet-bahş olma. Zira o senin üzerine çok az basmıştır".

Şu son beyti tekrar ediniz. Ne kadar ince-zarif-duygulu. Üçüncü sayısını çıkaran İtibar Tlf: (0212 544 24 61) dergisinde bu sayı neredeyse bütün şiirler güzel. Böyle bir sayı bir daha çıkar mı bilemiyorum. Şairlerini tebrik ediyorum, hepsinin gözlerinden öpüyorum.

07.12.2011 Yeni Şafak

Bu haber toplam 815 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim