• İstanbul 16 °C
  • Ankara 6 °C
  • İzmir 14 °C
  • Konya 7 °C
  • Sakarya 12 °C
  • Şanlıurfa 17 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 14 °C
  • Bolu 7 °C
  • Bursa 12 °C

Mustafa Kutlu'dan: Kentsel dönüşüm

Mustafa Kutlu'dan: Kentsel dönüşüm
"Kentsel dönüşüm" kavramından yaklaşmakta olan muhtemel büyük İstanbul depremine karşı çürük binaları yıkıp yerine sağlamını yapmak, bazı binaları güçlendirmeyi anlıyorsak meseleyi çok dar bir alana hapsetmiş oluruz.

Ülke ilerleyip kalkındıkça (!) gökdelenler mevsimi açıldı. Büyük şirketlerin öncülüğünde bilhassa Maslak civarı bunlarla doldu. Gökdelenler daha sonra her yere yayıldı. Hatta İstanbul'un siluetini tehdit etmeye başladı.

Önceleri "iş yeri" olan gökdelenler dünyadaki trende uyarak rezidansa geçtiler ve süper lüks daireler gündeme geldi.

AVM lerin paralelinde artık "lüks"ün belirleyicisi "rezidans" olmuştu.

İşte bu gerçek "kentsel dönüşümdür" dür.

Bir derginin dile getirdiği gibi "inşaata hücum" değil bu. Bu "yeni hayat"a doğru bir yolculuk. Site ve rezidans hayatı AVM ler ile içe dönük bir "seçkin hayat" sunuyor ve öncelikle varlıklı olanları kışkırtıyordu.

Şehrin kalabalıklaşması, gecekonduların önlenmesi için TOKİ devreye girdi, gerçekten de az gelirli veya orta gelirli kesimler için yeni yerleşim bölgeleri inşa etti. Bu apartman ormanlarının adının konulması zordur. Oralarda yaşayanlar şunu diyor: "Bu bölge ne köy, ne mahalle, ne şehir". Acaba buralarda nasıl bir "hayat tarzı" vücut bulacak? Fakir halkın kendi gücü ile inşa ettiği "gecekondu"lar birer mahalle olmuş, kendi kültürünü, müziğini, insan ilişkilerini yaratmıştı.

Ama diyelim ki şehrin içinde kalan Süleymaniye (o ahşap binalar, konaklar) restore edilse- ki kısmen ediliyor- yeniden yapılsa, orada kimler oturacak? Şimdilik yapılan binalarda çokluk şirketler, vakıflar ikamet ediyor. Ahşap Süleymaniye'yi yeniden inşa etmek önemli, ama orada oturanları tayin mümkün değil. Oysa bir semte damgasını vuranlar oranın sakinleridir. Ve bir yerde bir "hayat tarzı"nın vücut bulması çok zaman alır.

Site ve rezidans hakimiyetine giren kent (En azından eski ahşap evlerde oturanlar, o zamanlar yeni yeni yapılmaya başlayan apartmanlara hevesleniyorlardı) bu gidişle ne tür bir özellik kazanacak? Şimdilik görünen "alafranga" eğilimin ağır bastığıdır. Bunu normal saymalıyız. Çünkü ülkeye damgasını vuran "alafranga hayat tarzı", ötekini, yani "alaturka"yı saf dışı bırakmıştır. O artık bir özlem, bir nostaljidir. Ama gelin görün ki, bu toplum emir-komuta ile "alafranga" olamıyor. Bu yüzden TOKİ apartman ormanları iki arada bir derede kalmıştır. Sakinleri mekândan memnundur, ama içleri sıkılıyor. Kaybettikleri komşuluğu, mahalle sıcaklığını arıyorlar. Sulukule'nin yenilenmesi elbette yerindedir. Ama şunu unutmayın o derme-çatma sokakların-evlerin sakinleri kaybolan hissiyatlarına ağlıyorlar.

İstanbul için "kentsel dönüşüm" adayları arasında aciliyet kesbeden yerlerden biri de Gedikpaşa.

Ermenilerden, Rumlardan ve yerli sakinlerinden geriye kalan harap evler, hanlar, iş yerleri. Karanlık bir ortam.

Diyelim burayı yıktık, yeniden yaptık. Orada kimler oturacak? Nasıl bir hayat yaşanacak. Veya bina yapmayıp o geniş araziye Marmara'ya bakan harika bir yeşil alan yaptık. (Ki buna bayağı ihtiyaç var ve çok da güzel bir mekân olur).

Peki bu parkta kimler dolaşacak?

Burası sarhoşlara, tinercilere mi kalacak?

Herhalde en iyisi Sultanahmet ile birleşip yeni bir "turizm alanı" olmalı, butik otellerle dolmalı. Hizmet sektörü burayı şenlendirir. Bu cümleden olarak boşalan Adliye binasını da mutlaka yıkıp yeşil alan yapmalıyız. Yazları Sultanahmet'te adım atacak yer, oturacak bir sandalye kalmıyor. Lütfen bunu böyle düşünelim. "Kentsel dönüşüm" geniş bir kavram demiştik. Temelinde "kültürel" bir unsur bulunmalı.

Bu nedir?

İşte zor soru.

Bu, ülkemizin "kendisini bulma" yönünde atacağı adımlardan biri olmalı. Bilim adamları, sanatçılar, mahalli idare ve nihayet hükumet buna kafa yormalı.

Atı alan "rezidans" Üsküdar'ı geçiyor.

28.12.2011 Yeni Şafak

Bu haber toplam 634 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim