İstanbul'a ilk geldiğimde Sultanahmet-Akbıyık'ta oturmuştum. Pazar caddesinde. Yetmişlerin başında.
O yıllarda Ramazan'ın İstanbul'a geldiği pek belli olmazdı. Sultanahmet Camii'nin Ayasofya'ya bakan tarafı, duvar dışında top sahası idi. Avlu bakımsız, çiçeksiz, harap, terkedilmiş haldeydi. Teravih'te üç dört saf bulunurdu. Avlu dışında parka bakan duvar dibinde alçak tabureli bir çay ocağı vardı.
Arasta yanmış, öylece bırakılmıştı. Sarhoş yatağı idi. Geceleri oradan geçmeye korkardık. Yeşil ev, yıkılmaya başlamış bir ahşap konaktı. Önünde paslı zincirleri kopmuş salıncaklar, kurumuş ağaçlar ve bir kum havuzu ile güya bir çocuk parkı vardı. Soğukçeşme sokağındaki ahşap evler yıkılmaya yüz tutmuş, ama hâlâ Roman vatandaşlar oturuyordu.
Yazının devamı için: http://yenisafak.com.tr/yazarlar/MustafaKutlu/ramazan-bayram-oldu-/38945































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.