• İstanbul 15 °C
  • Ankara 7 °C
  • İzmir 17 °C
  • Konya 7 °C
  • Sakarya 13 °C
  • Şanlıurfa 16 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 10 °C
  • Bolu 7 °C
  • Bursa 12 °C

Mustafa Kutlu'dan: Yoksulluk ne ki?

Mustafa Kutlu'dan: Yoksulluk ne ki?
Orta mektebi bitirinceye kadar pantolonumun iki dizinde ve affedersiniz kıçımın iki yakasında yama vardı. Yün çorap giyerdik kışın. Naylon henüz bize ulaşmamıştı. Uçları ve tabanları delinir, ninem onları onarır, yine giyerdik.

Çünkü iktisat nizamı fakir ile zenginin arasının açılmasına imkân vermiyor. Adalet öncelikle burada tecelli ediyor. Yöneticilere çok geniş imkânlar sağlanıyor ki, rüşvet yemesinler. Ama öldüklerinde veya görevden alındıklarında miras ailesine, çocuklarına kalmıyor. Devlet el koyuyor, aileye ve çocuklara "geçinecek kadar" mal-para veriyor. Osmanlı iktisat nizamını öğrenmek isteyenler hocanın ömrünü verdiği bu küçük eseri defalarca okumalı (Ötüken Yay.). Zaten tek kitabı var.

Çeşitli kuruluşlar kendi usullerine göre yaptıkları hesaplamalar sonucu "yoksulluk sınırını" 1500 TL-2000 TL.ye kadar çıkarıyor.

Nerede bu pırasanın bolluğu. Kim bu kadar para alıyor ki?

Yoksulluk göreceli bir şeydir. İhtiyaca göre üretim yapılan dönemde böyle bir durum görülmez. Biz yazın koyar, kışın yerdik.

Türkiye makro düzeyde cari açığa rağmen, krizlere rağmen gemisini yürütüyor, ama yukarıda pembe olan tablonun getirisi aşağıya damlamıyor.

Sanayi Devrimi ve ardından "tüketim toplumu" her şeyi allak-bullak etti. Dünyayı kapitalizmin kulu yaptı. Biz de bu katara son vagon olarak eklendik. Şimdilerde "Çocuk Yoksulluğu" diye bir şeyden bahsediliyor. Tabir yanlış. "Fakir ailelerin yoksul çocukları" olabilir.

OECD raporuna göre (2011 sonu) Türkiye'de çocuk yoksulluğu oranı yaklaşık %23,5 düzeyinde imiş.

Bu demektir ki Türkiye'de her dört çocuktan biri yoksul. Yani yoksul bir ailede yetişiyor.

Yukarıda değindiğim gibi meseleyi böyle koymamak lazım. Açlık sınırı, yoksulluk sınırı, orta seviye, yüksek seviye ayrımı daha aydınlatıcıdır.

Yoksa şu neticeye varırız.

Yoksul çocuklar tinerci olur.

Varlıklı çocuklar esrar-eroin kullanır.

Bu bakış açısını ailelerin fazla çocuk yapıp yapmamalarına da bağlamak yanlış. Doğru bakış açısı bölgelerarası gelir dağılımında görülen dengesizliktir.

Türkiye belki de coğrafi şartların, iklimin, denize ve limanlara yakın olmanın, ulaşımın dayatmaları ile Doğu ve Güneydoğu bölgelerine, hatta İç Anadolu'ya yatırım yapmadı. O bölge insanları iş bulmak için Batı'ya göçtü, hâlâ göçüyor.

İkincisi bilhassa 1950'den sonra tarımın ihmal edilmesi, köylünün horlanması, sanayinin baş tacı olması sonucu, esasen o yıllarda yüzde sekseni köylü olan ülkeyi yoksullaştırmıştır.

Biz sanayileşmeyi de uzun yıllar yüzümüze gözümüze bulaştırdık. Devlet eli ile zengin yetiştirmeye çalıştık, montaj sanayiine razı olduk. Ama ülke değişti artık hatırı sayılır zenginler de var, önemli oranda yoksul da var.

Dünya tarımın kıymetini yeni yeni anlıyor. Birkaç yıl önce vukubulan kuraklık dünyada panik yarattı. Öyle ya aç kaldığınızda ne çelik yiyebilirsiniz ne de altın. Bunları vereyim yiyecek alayım derseniz avucunuzu yalarsınız.

Bu bakımdan bir ülkenin kendine yeterli tarımsal üretim yapması son derece önemli, stratejik bir husustur. Karnı tok, sırtı pek toplumun lükse ihtiyacı yoktur. Son moda mobilyalar, beyaz eşyalar ile döşenmiş bir rezidansta oturmasa da yoksul sayılmaz.

İşte Osmanlı buna çok dikkat ediyordu. Ülkede aç ve açıkta kimse kalmasın diye ihracatı bile yasaklamıştı.

Biz şimdi tatile çıkamayan, arabası olmayan insanlara yoksul diyoruz.

Yoksullukla konforu ayırmalı.

At izi, it izine karışmamalı.

Yanıbaşımızdaki Yunanistan bize örnek olmalı. Yirmi yıl önce onların fert başına düşen milli gelirine imreniyorduk. Bunlar boş şeyler. Dolu olan nedir peki. Şu: Kanaat en tükenmez hazinedir.

Kanaat sahibi olan sabrı ve şükrü bilir. Bu ölçüleri, değerleri benimsersek yoksulluğun ne olduğunu anlarız. Tüketim toplumu bize naylon dolmalar yutturamaz. "Başka bir dünya mümkün" sloganının altı ancak bu zihniyet ile dolar.

29.02.2012 Yeni Şafak

Bu haber toplam 737 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim