Napolyon’un “Dünya bir ülke olsaydı başkenti İstanbul olurdu” dediği rivayet edilir. Ne kadar doğrudur bilinmez ama zamanında İstanbul’un birçok devletin iştahını kabarttığı bir gerçek. Deli Petro da 17. yüzyılda Avrupa’yı gezip kabuğuna çekildikten sonra ülkemi nasıl kalkındırabilirim sorusunun cevabını sıcak denizlere inmek ve sanayileşmekte görmüş. Sıcak denizlere de İstanbul üzerinden inme gayretinde… Ortodoksluğun merkezi… İki büyük imparatorluğa, Bizans’a ve Osmanlı’ya başkentlik etmiş bir şehirden bahsediyoruz.
Her gün adımladığımız, şarkılara, filmlere, şiirlere konu olmuş bu büyük şehrin biraz daha yaşlandığının farkına varamıyoruz. Zira yetişmek zorunda olduğumuz çok sayıda iş var. Bu yoğun tempo esnasında, gönüllerimizin başkentindeki değişimi, nasıl yıprandığını pek fark etmiyoruz, edemiyoruz. Bence İstanbul’da zamanın ruhu çok farklı akıyor. Biz, bu şehrin mensupları olarak o ruhu gün geçtikçe kaybediyoruz. Allah’tan bizim gibi duyarsız olmayanlar var. Bu güzel şehir üzerine düşünüp yazan, ona hak ettiği değeri veren yazarlarımız var. Mustafa Kutlu bu üstadlarımızdan biri… Dergâh Yayınları, Bir Demet İstanbul adını verdiği kitapta üstadın 25 yıla yayılan İstanbul ile ilgili yazılarını derlemiş.
Devamı için: http://www.dunyabizim.com/kitap/24775/mustafa-kutlunun-bir-demet-istanbulu
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.