• İstanbul 18 °C
  • Ankara 18 °C
  • İzmir 19 °C
  • Konya 17 °C
  • Sakarya 16 °C
  • Şanlıurfa 24 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 21 °C
  • Bolu 15 °C
  • Bursa 18 °C

Mustafa Özcan'dan: Arap Baharı ve Filistin davası

Mustafa Özcan'dan: Arap Baharı ve Filistin davası
Bazıları şöyle diyorlar: Eskiden Arapların merkezi davası Filistin idi. Arap Baharı ise, gözleri iç meseleye çevirdi. Arap Baharı'nın gündeminde veya merkezinde Filistin meselesi yok.


¥

Arap Baharı ile birlikte aklı batın veya şuuraltı yeniden harekete geçmiştir. Arap Baharı enfüsi dairede şuuraltının yeniden uyanışı ve afakta da tarihin yeniden harekete geçmesi olarak tanımlanabilir. Bunun elbette ki skala biçiminde öncelikleri vardır. Yiğit düştüğü yerden kalkar hesabı, Arap Baharı önce hareketlendiği alanı, yani kendi zeminini tamir ediyor. Birinci aşamaya geçmeden ikinci aşamanın edebiyatını yapmak ütopik olur, gerçekçi olmazdı. Sonraki kademelerde ise ümmet düzeyinde tamirata girişecektir.

Basın Kulübü'nde konuştuğumuz Filistin'in vicdanı ve Mavi Marmara kahramanı Raid Salah da birinci halkadaki tamirattan sonra Arap Baharını teşkil eden yapıların birbiriyle kenetleneceğini ifade etmektedir. Arap Baharı'nın iki önemli sonucu olacaktır. Bunlardan ilki, Türkiye Osmanlı döneminde olduğu gibi yeniden organik olarak Araplarla kenetlenecektir. Bu da Esatlar sonrasında Suriye üzerinden gerçekleşecektir.

Arap-Türk birliği yeniden tesis edilecektir. Bizdeki ulusalcı kesimlerle birlikte Esat rejiminin korkusu bundandır. Bundan dolayı Türkiye'nin Arap Baharı'yla ilgilenmesini Osmanlı projesi olarak adlandırıyorlar. Bu noktada, Beşşar rejiminin İran ve İsrail'le birlikte ortak bir cepheyi temsil ettiğini görüyoruz. Çünkü bu sürecin sonucu hepsini silip süpürecektir. Arap Baharı'nın ikinci sonucu ise Filistin ve Kudüs'ün kurtarılması olacaktır. Tarık Hamud ve Şeyh Salih el Aruri gibi Filistinliler, Arap Baharı'nı 'bidayeti nihayeti'l nekbe', yani Filistin felaketinin sonunun başlangıcı olarak görüyorlar.

¥

Raid Salah da Arap Baharı'nı İslâm baharının bir muştusu ve tomurcuğu olarak algılamaktadır. Baharın mukaddimesi veya muştusu olarak görmektedir. Arap Baharı İsrail'in zevalini beraberinde getirecektir. Arap Baharıyla birlikte İsrail'in zırhları deliniyor. Bu zırhların arkasından Davud yeniden zuhur edecektir. Bunların başında Mübarek, Zeynelabidin Bin Ali, Kaddafi ve Beşşar Esat gelmektedir. İki inatçı zırhtan birisi Kaddafi diğeri ise Beşşar Esat'tır. Bu zırhların yıkılmasıyla birlikte İslâm dünyasında muhtemel olarak 70 yıl kadar sürecek yeni bir Davud ve Süleyman (Aleyhumasselam) dönemi zuhur edecektir.

İsrail'in zırhlarını yıkmadan İsrail'in özünü ulaşmak mümkün değildir. Filistin meselesini İsrail'den ibaret görenler, meseleye indirgemeci olarak bakıyorlar. Bu Deccalist bir bakış açısının ürünüdür. İsrail'i asıl koruyan onun Arap ve İslâm alemindeki zırhlarıdır. Filistin meselesini İsrail'e indirgeyenler mugalatacılardır. İşte bunlar Arap Baharı'nda neden İsrail aleyhine slogan atılmadığını soruyorlar. Bunu söyleyenler, 64 yıldır slogan atıyorlar; lakin fiili hiçbir faydaları görülmedi. Bunlar kalpten değil, kalıptan konuşuyorlar. Halbuki, Mübarek ve Zeynelabidin bin Ali, Şaron ile aynı dalga boyunu temsil ediyorlardı. İsrail aleyhine slogan atanları fişliyor veya hapislerde süründürüyorlardı.

Raid Salah, Suriye devrimiyle alâkalı şunları söylüyor: Suriye devrimini desteklememek benim kendimle ve davamla çelişmem olur. Dolayısıyla, Suriye devrimini desteklemek Filistin'in kurtuluşunu desteklemektir. Arap Baharı'nın tarih dışına süpürdüğü rejimler reşit olmayan ve hadis diliyle sübyan idareleri temsil ediyordu. Raid Salah, yoldaki yeni rejimleri ise, reşit idareler veya meritokratik idareler olarak tanımlıyor. Hamas'ın önemli temsilcilerinden Musa Ebu Marzuk da Arap Baharı'nın stratejik anlamda Filistin davasının lehine olduğunu ve özgürlük yolunu kısaltacağını söylemektedir. (http://www.ahram.org.eg/Journalist-reporters/News/152066.aspx

04.06.2012 Yeni Akit

Bu haber toplam 845 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim