• İstanbul 16 °C
  • Ankara 13 °C
  • İzmir 18 °C
  • Konya 13 °C
  • Sakarya 17 °C
  • Şanlıurfa 20 °C
  • Trabzon 15 °C
  • Gaziantep 17 °C
  • Bolu 11 °C
  • Bursa 18 °C

Mustafa Özcan'dan: Hikmetyar nerenize battı?

Mustafa Özcan'dan: Hikmetyar nerenize battı?
Din aleyhtarı kesim insafsızlıkta ölçü ve sınır tanımıyor. Önce suçu kendi tarif ediyor ve sonrasında da herkesi bu suçla damgalıyor. Aşırılık veya terörizm kime veya neye göre tanımlanıyor belli değil.

Solcular 20 yıldan beri Hikmetyar meselesini sakız ettiler. Şimdi de Hikmetyar üzerinden Cahit Zarifoğlu’na ilişmek istiyorlar. Bir taraftan Zarifoğlu ile savaşırlar, diğer taraftan Mithat Paşa gibi ülkeden kaçma ve yabancı elçiliklere sığınma teşebbüsünü ika derecesine çıkaran Nazım Hikmet’e sahip çıkarlar! Bize göre, karşılaştırma kastı taşımadan; ne Hikmetyar ne de Nazım Hikmet bir bütün olarak kabul edilebilir. Hayat karnesinde çizikler ve kırıklıkları vardır. Buna mukabil, sahip çıkabileceğimiz mirasları da vardır. Sol ideolojiye saplanmadan önce Nazım Hikmet Mevlana hayranıdır ve bu hayranlığını ifade eden şiirleri de yazmıştır. Romanyalı Türkologlardan Prof. Enver Mahmut Bey daha ötesini söylüyor. Nazım Hikmet gurbet gayyasında dolaşırken Romanya’da onun bazı sırlarına muttali olur. Bir mevlit kandilinde Bükreş’te kendisini mevlit okunan bir camiye götürmelerini rica eder. Mevlit icrası sırasında lahuti havada kendisinden geçer. Kendisine gelmesi için cami bahçesindeki banklara yatırırlar. Dolayısıyla hiçbir şey göründüğü gibi değil.

*

Hayatta inhiraflar ve istikamet sapmaları ve dolayısıyla kesikler ve kesintiler oluyor. Hayat çizgisi düz gitmiyor. Bu genel geçer mesele aynen Hikmetyar için de geçerlidir. Hizb-i İslami’nin başında olduğu sıralarda Hikmetyar vaktiyle Bolşeviklere ve Ruslara karşı savaşmıştır. ABD’ye karşı da mesafeli durmuştur. Sovyetler’den sonra ülkesi Amerikan işgali altına girince hasmı ve ideolojik düşmanı olduğu İran tarafından ağırlanmış lakin yeni işgalciler aleyhinde bazı açıklamaları nedeniyle İran yönetimi tarafından istenmeyen adam ilan edilmiştir. Zira İran 11 Eylül’den sonra Irak ve Afganistan cephelerinde ABD ile gizli temaslar yürütmüştür, Hikmetyar gibilerini de yedekte tutmuştur. Hikmetyar açıklamalarıyla İran’ı zor bir konuma düşürmüştür. Bundan dolayı da kendisine yol verilmiştir. Bununla birlikte, Hikmetyar Ruslara yönelik cihat günlerinde İran’a karşı oldukça mesafeli idi ve ülkesi yeniden işgal edilince Pakistan yerine İran’a sığınmak zorunda kalmıştır. Lakin Amerikan aleyhtarı açıklamaları burada da tutunmasını zorlaştırmıştır. 11 Eylül’ün gölgesinde Pakistan’da barınması da mümkün değildi. Bu nedenle Hikmetyar’ın siyasi şahsiyeti bütünlük ve tutarlılık arz etmiyor. Kaderin bir cilvesi olarak tezat siyasi sahnelerle karşılaşmış ve evdeki hesap çarşıya uymamıştır.

*

Taliban’dan önceki dönemde Ahmet Şah Mesut ile didişmesiyle de gözden düşmüştür. Cahit Zarifoğlu’nun idealinde canlandırdığı bir Hikmetyar tipinden bahsedilebilir. Cahit Zarifoğlu ile Cemil Meriç 15 gün gibi kısa fasılalarla ve aralıklarla vefat etmişlerdir. 1987 yılında vefat ettiğinde Hikmetar’ın bazı kırıklıkları veya zikzakları daha henüz belirginleşmemişti. Zarifoğlu, Hikmetyar’ı şairane bir bakış açısıyla değerlendirmiş ve hayalindeki Hikmetyar’ı yazmış ve onu Allahyar yani Allah dostu olarak tasvir etmiştir. Zaten Zarifoğlu genç bir şair olarak aramızdan ayrıldı ve ötelere kanatlandı. Cenazesine katılmak bana da nasip oldu. O bizim neslimizin fikir rehberlerindendi. Onu andıkça Sakaryalı rahmetli Salahaddin Şimşek’i de hatırlarım. Onların gibisi az bulunur. Hikmetyar, Zarifoğlu için sadece ete kemiğe bürünmüş bir idealden ibaretti. İdeallerini o kalıba döktü. Kalıp idealleri omuzlayamadıysa bu Zarifoğlu’nun suçu değildir. Hikmetyar bazı halleriyle ideale uymayabilir ama idealin yanlış olduğunu kim söyleyebilir? Solaklar veya salaklar Hikmetyar üzerinden Zarifoğlu’nu bir kez daha öldürmek istiyorlar. Ya da zincirleme olarak Nabi Avcı ve siyasete de uzanmak istiyorlar. Bu hayasızlıktan başka bir şey değil. İdealiniz kaybolmuş veya sönmüş olabilir ama bırakın insanlığın idealleri yaşasın! Her şeyi kendinizle birlikte öldürmeyin. Bir gün sizin de yaşayan ideallere ihtiyacınız olabilir.

 

20.09.2013 Milli Gazete

Bu haber toplam 579 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim