Tunuslular bu kasidenin ışığında karanlığı yırtarak, delerek aydınlığa çıkmışlardır. Karanlığın kalıntıları aydınlığı boğmaya çalışıyorlarsa da bu sadece uzatmaları sağlar. Savaş çoktan bitmiştir. Şimdi Mısır Seyyid Kutup’un kasidesiyle yeniden diriliyor. Ondan sonra da İhvan liderlerinden Muhammed Baltacı’nın 17 yaşındaki şehit kızı Esma, Amr Bin Salim’in Hazreti Peygamberden yardım isteyen dizelerini yeniden düzenleyerek ve yeni bir kalıba dökerek Mısırlı devrimcilerin sesi, soluğu ve meşalesi olmuştur. Onun meşalesi ışığında yürüyorlar, Merhum Seyyid Kutup da Kardeşim Sen Özgürsün başlıklı kasidesinde bu mısrayı mırıldanmaktadır: Fevkid min rüfati eş şumue siru biha nahve mecdin telid. Yani kemiklerimden (karanlık veya özgürlük için) mumlar yak ve onunla doğmakta olan şan şerefe ve yüceliğe doğru yürü, yüksel! Seyyid Kutup kabrinin ziyaretçisinden kemiklerinden meşale yakmasını ve bununla karanlıkları aydınlatmasını istiyor. ‘Fecrin, aydınlığın bize göz kırptığını göreceksin’ diyor.
Kardeşim! Bentler, setler ve prangalar ardında da olsan, sen hürsün!
Allah’a bağlı kaldıkça, uşakların düzenbazlıkları sana ne zarar verebilir ki?
Kardeşim! Karanlık savaşçılarının ordularını dağıtacaksın ve kâinatta yeni bir sabah doğacak.
Ruhunun arzularını sal; fecrin uzaktan bize göz kırptığını göreceksin!
Kardeşim! Bana gözyaşı dökersen ve huşu içinde kabrimi gözyaşlarınla sularsan,
Kemiklerimden ona mumlar yak ve onlarla doğmakta olan şanlı dönemin tepelerine yüksel.
Kardeşim! Eğer ölsek de dostlarımızla buluşur ve bize hazırlanmış Rabbimizin ihsanlarına kavuşuruz!
Cennet kuşları etrafımızda kanat çırpar! Ebediyet diyarında bize müjdeler olsun!
Bunun üzerine dostu Muhyiddin Atiyye Seyyid Kutup’un bu kasidesine bir nazire yazar ve şunları söyler:
Kardeşim! Sanki mücadeleden usanmış, bıkmışın ve omzundan silahı atmışsın!
Kurbanların yaralarını kim sarsın? Onlara kim teselli etsin ve yeniden sancaklarını göndere kim diksin?
Seyyid Kutup nazireye nazire ile karşılık verir ve atışmayı şöyle sürdürür:
Kardeşim! Ben mücadeleden usanmış ve silah bırakmış değilim!
Karanlık savaşçıları beni kuşatsa bile, ben sabahtan (doğacağından) eminim!
Ben Allah yolundan; süngülerin ve aydınlıkların Rabbinin yolundan eminim!
Diken batsa, çıksa da ben sağlam sözümün eriyim…
Gelelim günlümüzü yasa boğan Esma’nın son tweetine.
Huzaa Kabilesinin şefi Amr Bin Salim’in Peygamberimizden yana yakıla yardım isteyen şiirini yenileyerek Mısır kalıbına dökmüştür.
Hum beyyetuna bilvetiri hücceden
Kateluna rukkean sücceden
Hüm ezellu ve akallu adeden
Fed’u ibadellahi yetu mededen
Fi feylakin kelbahri yecri meziden
Geceleyin bize Vetir’de pusu kurdular,
Rükû ve secdede acımadan vurdular!
Onlar hem zelil hem de sayıca azdırlar.
Allah’ın kullarını yardıma çağırıyorum,
Deniz gibi kabaran ve artan bir bölük içinde…
Mısır’da ve bölgede 21’inci yüzyılın destanı yazılıyor. Kan ile yazılan destanın bestekârları da Seyyid Kutup ve Esma Baltacı ve Şabi gibi isimlerden oluşuyor.
17.08.2013 Milli Gazete































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.