*
1967 yılında Mısır İsrail karşısında görülmemiş bir hezimet yaşayınca Nasır ile Savunma Bakanı Abdulhakim Amir arasında ipler kopar. Amir ailesinin arasına Yukarı Mısır (Said) bölgesine döner. Onu Kahire’ye dönmeye Heykel ikna eder. Ardından da Nasır intihar suretinde Amir’i infaz eder. Amir’in çocuklarına göre, Nasır babalarını İhvan yanlısı olduğu için öldürmüştür. Elbette doğru değil, Nasır tarafından hezimete kurban olarak sunulmuştur. 25 Ocak devriminden sonra askere arka çıkmış ve Mursi’nin seçilmesinden sonra ise yıkılması için her türlü tertibin içinde olmuştur. Yıkıcı faaliyetlerin merkezinde olmuştur. Temerrütçülerle fotoğraf çektirmiş ve Mursi’nin çekilmesi için imza kampanyasına imza vermiş ve darbeden sonra da darbe bildirilerinin metinlerini yazmış veya saatlerce darbe karargâhında mesai harcamıştır. Askerin zor duruma düşmesiyle birlikte de şimdi İhvan’ı ve göstericileri teskin için devreye girmiştir. Darbe döneminde darbeci olmuş ve ardından darbenin sürçmesiyle birlikte müzakereci sıfatı kazanmıştır.
Abdulhakim Amir’i ikna ederek Kahire’ye getirttiği gibi şimdi de teskin için Müslüman Kardeşler’i iknaya çalışmaktadır. Mısırlı siyasi tarihçi Muhammed Cevadi’ye göre, Heykel iliklerine kadar İslam düşmanıdır. Sisi ve darbecilerin başarısız olmasını Nasır’ın yöntemini izlememelerine bağlıyor. Hâlbuki bunlar zulüm ve mezalimde çoktan Nasır’ı aştılar. Şimdiye kadar 5–6 bin İhvan-Yasallık taraftarını öldürmelerine rağmen halkın galeyanını dindiremediler. Heykel ise yeni darbecilerin bir noktayı ihmal ettiklerini ve Nasır’ın darbeyi 1954 yılında Abdulkadir Udeh ve 1966 yılında ise Seyyid Kutup’u idam ederek yerleştirdiğini (temkin) ileri sürmekte ve Sisi’nin de Nasır’ın izinden giderek Muhammed Bedii ve Muhammed Mursi’yi idam etmesi gerektiğini savunmaktadır. Darbe şakşakçısı darbecilerden daha ateşli!
*
Batılılara ise askerler konusunda farklı bir dil kullanmaktadır. Bunun tanıklarından birisi de Yahudi asıllı ünlü gazeteci Seymour Hersh olup Heykel’i deşifre etmiştir. Seymour Hersh birkaç yıl evvel bir konferans için Kahire’ye gelir ve Müslüman Kardeşler’in iktidara gelmeleri halinde çok zor şartlarla yüzleşeceklerini ve açıktan ve gizli olarak büyük engellerle karşılaşacaklarını söylemektedir. Büyük bedeller ödeyeceklerini ifade etmektedir. Bunun üzerine, Heykel itirazla ordunun Müslüman Kardeşler’in iktidara gelmelerine baştan izin vermeyeceklerini söyler. Hersh ise halkın kazanımlarına sahip çıkacağını söylemesi üzerine Heykel, “Hangi halktan bahsediyorsun?” diye tersler. Mursi ‘nin iktidara gelmesi ve ardından devrilmesi akabinde halkın iradesini ortaya koyması ve darbenin tutmaması ve tökezlemesi üzerine Heykel’e telefon açar ve geçmişteki konuşmalarını hatırlatır. “N’aber?” diye telefonda hitap etmesi üzerine Heykel telefonu yüzüne kapatır. Heykel muhatabına önceden, askerlerin yolsuzluk okyanusu üzerinde yüzdüklerini ve bu yüzden Müslüman Kardeşler’e geçit vermeyeceklerini söylemiştir. Ötesinde, Heykel geçmiş konuşmalarında Hersh’e bazı itiraflarda bulunur ve yayıncıların ve gazetecilerin ve liberallerin çoğunun Mısır’daki zinde güçlerle ve istihbaratla ilişkide olduğunu ifade eder. Ancak yegâne İslami bir rejimin dünyada saygınlık uyandırabileceğini de ifade eder. Darbeden sonra ise ters döner ve askerin temsil ettiği yolsuzluk imparatorluğunun yanında yer alır. İşte Heykel veya Put adam budur!
26.10.2013 Milli Gazete































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.