*
Uzun Hasan kendisini caydırmak isteyenlere karşı “Allah cennet karşılığında bizden sadece canımızı değil, mallarımızı da satın alıyor. Öyleyse bu alış verişi usulüne uygun olarak yapalım” der ( Durus en Nekbetü’s Saniye, Prof. Yusuf Karadavi, Müessesetü’r Risale, s: 66). Böyle çiftçiye sahip olan milletler ilelebet payidar olurlar. Lakin böyle Uzun Hasan’lara sahip olmak da ancak samimi yönetimlerin harcıdır. Yönetilenle yöneten arasında güven ancak böyle teessüs eder. Yoksa her zaman tek öküzünü feda edecek insan çok bulunur. Önemli olan tek sermaye olan bu öküzü zayi etmemektir. İstismar edilen yerlerde sermayeler ölür. Öküzler zayi olur.
Fas’ta Darkaviyye tarikatı şeyhi Muhammed Harrak, bazı kabilelere giderek taraftarlarını ve müritlerini ziyaret etmektedir. Karşısına Uzun Hasan tipinde birisi çıkar ve adam öküzünü alır şeyhinin karşısına dikilir. İlla bu öküzü hibe etmek istemektedir. Muhammed Harrak bir adama bakar ve bir de öküzü bakar. Adam çok güzel niyetlerle bezenmiş ve ihlas abidesidir. Öküzünden başka da bir varlığı yoktur. Size göre hakiki bir şeyh bu gibi durumlarda ne yapar? Elbette Muhammed Harrak’ın yaptığını yapar. Hem öküzü korumalı hem de adamın hayrına vesile olmalıdır. İşte formülü. Bu samimiyet abidesi köylüye Şeyh Muhammed Harrak şöyle cevap verir : “Senin hayrını ve adağını kabul ettik. Biz hayrını aldık kabul ettik ve sana geri iade ediyoruz. Ayrıca şu paraları da al bununla da öküzüne bir eş alırsın ve bizim gibi ileride misafirlerin gelirse hazırlıklı olursun (Abdulmecid Sağir, İşkaliyyetü Islah el fikri’s Sufi, Daru’l Afak, Fas, s: 264)…” Muhammed Harrak nerde, şimdi şeyh kılığına girmiş bazı türediler nerde! Bu güzel niyet ancak böyle bir güzel niyetle mükafatlandırılır.
*
Muhammed Harrak’ın davranışı Şah-ı Geylani’nin davranışıdır. Bağdat’ta Geylani’nin dergâhı ve Rıbat’ı inşa edilmektedir. Fakir iki genç evlenirler ve aralarında sözleşirler. Mihr olarak genç Rıbat’ın inşaatında çalışacaktır. Eşini de alarak Geylani’nin huzuruna çıkarlar kavillerini aktardıktan sonra Şeyh’ten kendilerine iş göstermesini isterler. Geylani duruma bakar. Anlar ki kendisine gönüllerini sunmaktadırlar. Onların bu tekliflerine karşı gerçek bir mürebbi olarak şunları söyler: Niyetinizi ve sözleşmenizi kabul ediyorum. Lakin benim de bir teklifim var. Bir gün mihrinizin karşılığı olarak meccanen, ikinci gün de nafakanız için ücretli olarak çalışacaksınız. Şeyh simsarlık yapmaz ve bu güzel niyetin sahiplerini mağdur etmez. Tasavvuf budur, İslâm medeniyeti budur. Böyle şeyhe böyle mürit, böyle müride böyle şeyh.
18.05.2013 Milli Gazete































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.