Kilise içinde entrikalar malum. Birçok kanat ve lobi bulunuyor ve aralarında boğuşuyorlar. Skandallar da eksik olmuyor. Kimileri rahibelere saldırıyor kimileri çocuklara kimileri de eşcinsel eğilimler taşıyor. Fıtratı aşmak ve melek olmak isterken fıtrat karşısında iflas etmiş bulunuyorlar. Kilise içinde eşcinsel lobi veya güç merkezi olduğu gibi İsrail yandaşları ve karşıtları da var. 16’ıncı Benediktus hem İslam’a hem de Yahudiliğe karşı, gelenekçi bir papa idi. Dolayısıyla tuttuğu yol eski dostu, reformcu Hans Küng’ün çizgisinden çok farklıydı. Keza ‘Şalom-Selam’ projesinin sahibi olan ve İkinci Vatikan Konsilinin gerçek mimarı Massingnon’dan da ayrılıyordu. Esasında Massingnon ile Hans Küng gibiler Kilise içinde yeni bir anlayışı ve reformizmi temsil ediyorlar. Bu ötekine açılma olduğu kadar kendi köklerine yabancılaşma anlamına da geliyor. Papa ise doktrin bölümü başkanı olarak olduğu gibiydi. Zamanın rüzgarları onu esnetememişti. Zamanın rüzgarları karşısında esneyenlerle kavgası vardı. Bu kavgada yenik düşmüş olmalı. Papa 16’ıncı Benediktus’un yerine geçen yeni Papa Francis İsrail dostu olarak nitelendiriliyor. Bu tasniflere ve ya değerlendirmelere pek aldanmamak, en azından ihtiyatla yaklaşmak lazımdır.
yazının devamı için:http://www.habervaktim.com/yazar/58214/yeni-papa-israilin-zaferi-mi.html































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.