• İstanbul 17 °C
  • Ankara 23 °C

Mustafa Uçurum: Haziran 2023 Dergilerine Genel Bir Bakış-1

Mustafa Uçurum: Haziran 2023 Dergilerine Genel Bir Bakış-1
Muhit’ten İyilik ve Kötülük

İyilik varsa kötülük de var ne yazık ki. Bir hayatı yaşıyoruz incinerek ve inciterek. Kalplerde onarılmaz yaralar açan kötülükle birlikte yaşamak gibi bir talihsizlik de var. Sorgulamasını insani değerler üzerinden yapmayanlar için kötülük de el üstünde tutuluyor. 14 Mayıs seçiminden sonra net olarak gördük ki yapılan iyilikten karşılık beklemek, insanlık değerlerinin yerle yeksan olmasından başka bir şey değil. Seçim sonucunu beğenmeyip de depremzedelere yaptıkları yardımlar üzerinden akla ahlaka uymayan sözler sarf edenleri kötülük yaptılar diyerek yaftalamak bile çok hafif kaçar.

Muhit dergisi, 42. sayısında “İyilik sahipsiz değildir, sadece sessizdir.” diyerek son yaşanan olaylar üzerinden bir dosya hazırlamış.

İbrahim Tenekeci’nin Giriş yazısından…

“Türkiye’yi alakadar eden her şey bizi de yakından ilgilendiriyor. 14 Mayıs seçimlerinin sonuçlarını beğenmeyen kimi kimseler, depremzedelere yapılan yardımlar üzerinden kirli bir dil kullanma gafletine düştüler. Muhit dergisi olarak biz de ‘iyiliğin ve kötülüğün psikolojisi’ üzerine bir dosya hazırlamaya karar verdik.

Öncelikle şunu söylememiz gerekiyor: Yaptığımız iyilikleri alacak hanesine yazanlardan değiliz ve olamayız. İyiliği evvela Allah’ın rızasını kazanmak için yapıyoruz, yapmalıyız. Bu duygunun verdiği manevi lezzet, her türlü dünyevî kazancın üstündedir.”

İyilik ve Kötülük dosyasından…

Sibel Eraslan- Nefretin Dili

“Görünmenin var olmak zannedildiği, göstergenin gerçeğin yerini aldığı bir ortamda Müslümanlar için temel sorun hâlâ ne kadar göründükleriyle ilgili. Müslüman kimliğiyle görünmek, seküler hayat tarzını benimsemiş ve hiç de azımsanmayacak bir kesim için hâlâ en büyük kâbus. Erdoğan hükümetinin 20 yıl gibi uzun bir süreçte tüm yıpranma paylarına rağmen halen iktidarda, görünür ve geleneksel olan her şeyin de görünmesini teşvik eden, mütedeyyin dünyanın görünmesiyle ilgili yasakları tek tek kaldırır halde, özgürlükçü bir meydan okuyuşu sürdüregelmesi… Asıl canlarını yakan bu.”

Kâmil Yeşil – İyilik Nedir, İyi Kimdir?

“Özel olarak kimseyi ilzam etmeden söylemek isteriz ki felaket zamanlarında felakete uğramış kişilerin dinine, milliyetine, cinsiyetine bakılmaz. İyilik yapmak, yardımda bulunmak böyle zamanlarda insan olmanın gereğidir. Yardım edilir ve unutulur. Kimse yaptığı iyiliğin çetelesini tutmaz. Fakat görüyoruz ki deprem bölgesine, depremzedelere yardım edenler çetele tutmuş. İnsanın aklına “Kimlere ne kadar verdiğini yazmışlar galiba” düşüncesi geliyor. Üstelik bunun kendine değil de ait olduğu düşünce sistemine ve kuruluşlara destek olarak dönmesini beklemişler.”

Mehmet Tepe – İyiler Fânidir, İyilik Bâki

“Türkiye 14 Mayıs’ta demokratik hakkını kullanmak için seçimlere gitti. Özellikle deprem bölgesi oyları bazı kesimler tarafından merak ediliyordu. Kötülük peşinde olan, insanlıktan nasiplenmemiş kişiler sinsi bir şekilde seçim sonuçlarına odaklanmıştı. Seçim sonuçlarıyla beraber deprem bölgesi halkı sadece yaptıkları siyasi tercihlerinden dolayı, özellikle sosyal medyada hasedi ve kötülüğü kendilerine şiar edinmiş bu kişilerce linç edilmeye çalışıldı. Halk, yaşadıkları iki büyük deprem faciasından sonra şimdi de yaptıkları üç beş lira yardımdan dolayı kasıtlı olarak bu kişiler tarafından manevi depreme maruz kaldı. Bir iki makarna ve kömüre tav olmakla suçladıkları temiz ve masum halkı meğer özellikle bir paket makarnaya ve yaptıkları üç beş lira yardım ile kendi siyasi tarafına çekmeye çalışıyorlarmış da haberimiz yokmuş.”

Aziz Kağan Güneş- Kırgınlığın Bitmeyecek Artçıları

Yaptıkları iyilikleri çirkinleşen üsluplarıyla, hakaretleriyle haram edenlerin geçirdikleri öfke nöbetlerini gördüm. Oysa gerçek iyilik en çok da sahibini iyileştirmez mi? En çok da onun kalbine ferahlık vermez mi? Verenin nasibi, alandan çok değil midir? Bundan değil midir “Veren el alan elden üstündür.” düsturunun inceliği? Alanın mutluluğunda mahcubiyet de vardır. Alanın boynu biraz büküktür. Verenin gönlünün süruru, samimiyeti ölçüsünde artar. Hele bir de gizli vermişse hem nefsinin telkin ettiği kibirden azade olur hem de alanın -vereni bilmediği için- mahcubiyeti azalır. Bunlar çoğumuzun bildiği şeyler belki ancak tekrarda fayda var. Kötülük bu kadar hızlı yayılırken iyiliği de mayalamak lazım. Kötülüğe ve kötülere inat.

Büyük İslam Ailesi

Dünya üzerinde yaşayan tüm Müslümanları bir aile olarak görüyor Süleyman Ceran. Olması gereken de bu. Bir ailenin bireyleri olarak görmek ve bu hassasiyetle yaklaşmak gerek tüm Müslümanlara. Çünkü gücü elinde tutanlar ve Müslümanlara dünyayı dar etmek için çalışanlar birliklerini hiç bozmadan zulümlerine devam ediyor.

Ceran, Müslüman coğrafyalarda yaşanan zulümleri kaleme almış. Bu büyük coğrafyayı çok iyi bilen ve takip eden Ceran’ın yazısının zulümlerin son bulması için dua niyetine geçmesini diliyorum.

“Büyük ailemizin başına son yüz yıl içinde neler gelmedi ki? Ailemizin ağabeyi, Osmanlı İmparatorluğu, kıymetli bir vazo gibi tarih sahnesinden düşüp darmadağın olunca her bir parçanın ayrı ve acı hikâyesi başlamış oldu. Balkanlar’da, Kafkasya’da, Orta Doğu’da ve Kuzey Afrika’da bir başına kalan ailemizin her bir ferdi, her bir ülke; kuşatmalarla, işgallerle, asimilasyon çalışmalarıyla ve sayısız sorunla yüz yüze kaldı. Çatışmalarla, savaşlarla, direnişlerle yahut teslim oluşlarla koca bir yüz yıl geçti.”

Bu haber toplam 353 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim