Birçok milletvekiliyle ayaküzeri de olsa 28 Şubat'ın yargılanmasını konuştuk. Operasyonlar devam edecek mi? Kimlere uzanacak? Siyasete dokunacak mı? Psikolojik harbin sahası siyasetti. Bir milletvekili ikinci dalgada tutuklanan Erol Özkasnak'ı hatırlattı. 28 Şubat'ın medyatik paşasını... Daha üst makamların hayaliyle yaşayan Özkasnak, tümgeneral rütbesiyle emekli edilince sıkıntılı günler yaşamıştı. 28 Şubat'ta kader arkadaşlığı yaptığı insanlar telefonlarına bile çıkmamış, yalnızlığa itilmişti. Zor bir durumdu, adeta herkes ondan kaçar hale gelmişti. İşte o süreçte biraz da tepkiden, yeni kurulmakta olan AK Parti'de siyaset yapmanın yollarını aradı. Çankaya Belediye başkan adaylığına sıcak baktı. Teklif gelmesi durumunda kabul edeceği yönünde mesajlar gönderdi. Ancak karşılık bulamadı. O yıllarda bir sivil toplum kuruluşunda görev yapan milletvekiliyle konuşurken öğrendim ki 'dahası' varmış. Ona AK Parti'den milletvekili olmayı ciddi ciddi düşündüğünü söylemiş. 'Aracılık' yapmasını bile istemiş. 'Nasıl olacak sen 28 Şubat'ın en önemli ismisin?' diye sorunca 'Olsun. O dönem geride kaldı. Ben disiplin adamıyım. Parti disiplinine de uyarım.' diye cevap vermiş.
Sonuç belli... Olumlu karşılık bulamadı. Özkasnak'ı taşımak kolay değildi. Hem 28 Şubat'taki rolü hem de sonrasında kurumu tarafından dışlanması ciddi handikaptı. Normalleşmeyi göstermesi açısından resepsiyon önemliydi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu başka bir programı tercih etti. Selefi Deniz Baykal da Meclis'teki resepsiyonlara pek ilgi göstermezdi. 10 yıl öncesini hatırlayarak "Onca gerilime, yapay rejim krizlerine değdi mi?" diye sormak hakkımız. Açtığı yarayla kaldı.































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.