• İstanbul 19 °C
  • Ankara 26 °C

Müzeyyen Çelik K.: Günümüzün Anlatıcıları: Uğur Demircan İle Konuştuk

Müzeyyen Çelik K.: Günümüzün Anlatıcıları: Uğur Demircan İle Konuştuk
Kişiyi yazmaya yönelten temel etken hayaller mi yoksa gelişen şartlar mı? Ya da diğer bir etken... Sizde hangisi daha etkili oldu?

Yazmak bende kendiliğinden gelişen bir meleke idi desem yalan olmaz. Okumakla eşgüdümlü gelişen ama hayal gücü olmazsa da olmayacak bir meleke. Çocukluğumda günlük yazardım. Gençlik yıllarımda şiir… İlk hikâyemi 13 yaşımda yazdım ki daktiloya çektiğim hali hâlâ durur. Bir yaştan sonra ise artık müstakil hikâyelere geçiş yaptım. Sadece çocukken değil yetişkinken de bulutlara bakıp tavşan görmüyorsanız, yerdeki karıncaları seslendirmiyorsanız içeride bir şey eksik demektir. Öylesi de çalışarak tamamlıyor belki de bu eksiği. Takdir her zaman okurun.

Anlatmanın arkaik yanı düşünüldüğünde, anlatının kutsal yanı var gibi görünüyor. Sizce de öyle midir?

İlk çağlardan beri hikâye anlatıcısı bir şeyi anlatmak için var. Bir olay, bir his, bir fikir... Yazının icadından önce bile biri, birilerine kendince önemli bulduğu bir şeyi anlatmıştır. Yazı bunu geniş kitlelere duyurmak için araç olmuş sadece, kolaylık olmuş. Kutsal diyebilir miyiz bilmem ama anlatmak/yazmak bir çeşit lanet bana göre. Herkeste yok.

Post modern anlatım imkânları bağlamında metinlerarasılık yanında türlerarasılık da gündemde. Hatta aynı metinde hem modern hem de post modern imkânlar birlikte kullanılabiliyor. Bu konunun bir şablona oturması gerekir mi?

Tabi ki hayır. İnsan şablona oturtulabiliyor mu ki edebiyat otursun? İnsan bilinci nasıl gelişiyorsa edebiyat da gelişiyor, dönüşüyor. Edebiyat tarihi dönem başlıklarına bakmak bile yeterli bu devinimi fark etmek için. Edebi akımlar gibi, yazın türleri de değişiyor elbette. Her devrin Zeitgeist'i var. Ne kadar kabul gördüğü bir sonraki devirde belli olacak.

Edebiyat dergilerinde görünüyor musunuz? Görünmek de gerekir mi? Edebiyat dergileriyle ilgili ne düşünüyorsunuz?

Dergilerle ilgili ne düşündüğüm yaklaşık iki yıldır dergicilik yapmamdan belli sanırım. Emrah Kurul "Yük Edebiyat" fikrini benimle ilk paylaştığında bunu kendimiz için değil, bizim de yıllardır içinde bulunduğumuz, yazdıklarına dergilerde yer bulmaya çalışan "isimsiz" yazarlar için bir fırsat olarak gördüğüm için kabul etmiştim. Bir öykü yazan bile dergilerde şansını deneyebilir, dergi o açıdan mükemmeldir. Bilhassa e-dergiler. Basılı ya da e-dergi olsun edebiyat dergileri arttıkça yazan ve okuyan artacaktır. Okur-yazar-dergi-kitap. Bu dörtlü her zaman iç içe olacaktır.

Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/gunumuzun-anlaticilari-ugur-demircan-ile-konustuk-k5543.html

Bu haber toplam 130 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim