• İstanbul 19 °C
  • Ankara 16 °C
  • İzmir 20 °C
  • Konya 18 °C
  • Sakarya 19 °C
  • Şanlıurfa 25 °C
  • Trabzon 18 °C
  • Gaziantep 24 °C
  • Bolu 14 °C
  • Bursa 18 °C

Namık Açıkgöz'den: Şehrimizden Âkiller Geçti

Namık Açıkgöz'den: Şehrimizden Âkiller Geçti
Âkiller Heyetini kimimiz sevdik, kimimiz sevmedik. Herkes, heyetin kendi görüşünden insanlardan meydana gelmesini arzu ediyormuş demekki. Vaktiyle de söylemiştik; bu heyet ne sizden, ne bizden ne onlardan; bu heyet bütün Türkiye’den.

Belirli yerlerde, belirlenmiş insanlarla yapılan toplantılarda, maksat hâsıl olmaz.  Bu tür toplantılara katılanlar, fotoğraf çektirmeye giden insanlar gibidirler. Yani zihinlerini o an için kurgularlar ve belki de objektife poz veren insanlar gibi, bir yerlere poz verme gayretiyle sınırlanmış zihin yapısına göre düşünür ve hareket ederler.

Bu tür  kitlelerden iş çıkmaz.

Değişen Türkiye’nin nabzı, tabanın nabzını tutmaktan geçer.  Tabının nabzı da, kılcal damarlardan tutulur. Toplumsal olaylara, sadece kalın damarlara bakılarak nabız tutulursa, sağlıklı neticeler elde edilemez. Kaldı ki, kalın damarların toplumsal temsiliyeti her yerde aynı nitelikli yapıyı göstermeyebilir. Bu yüzden, sonuş alıcı PR çalışmalarının hedef  kitlesi, kılcal damarlardır; yani tabanın ta kendisidir.

Âkiller Heyeti, Muğla’dan somut olarak nasıl bir birikimle döndü bilemiyorum ama ne yazık ki, heytin Muğla’ya gelişi, hiçbir entelektüel dalgalanma yaratmadı. İyi niyetle geldiler ve büyük bir efor harcayarak gittiler. Ama ne yazık ki, yerel yönetimce yapılan düzenleme yüzünden, “izole geldiler, izole gittiler.” Ne Muğla’nın nabzını tutabildiler ve ne de Muğla’yı etkileyebildiler!... Konuşulanlar salonlarda kaldı, sokağa, kahvehanelere taşmadı.

İlle de “Protestolar olsun; gerilim çıksın...” falan emelini taşımıyoruz. Çünkü, protestoların bir işe yaramadığını; fikri tükenmişlerin baş vurdukları ilkel yöntemden öte gidemediklerini göstermekten başka bir fonksiyonu olmadığını gördük.

Acaba, diyorum; yerel yöneticiler, olay çıkmasından mı korktular da Âkiller Heyeti’nin Muğla ziyaretini steril ortamlarda gerçekleştirdiler? Şayet böyle bir amaçla hareket edildiyse, çok yanlış bir yol izlenmiş demektir.

Ben, protestoları, biber acısına benzetirim. Bugüne kadar acısı geçmemiş biber acısı olmadığı gibi, etkisi kaybolmamış protesto da yoktur. Protestolardan korkmayacaksın arkadaş!... Demokraside, alkışlar da olacak, protestolar da... Hazmedeceğiz.

İyi be, hiç eleştirilmeyelim, hiçbir olumsuzlukla karşılaşmayalım diye, hiçbirşey yapmayalım!...

Demek ki son derece idealistçe hazırlanmış bir proje, çok basit bir mantık ve kurgulama hatası yüzünden kadükleşebiliyormuş. Hani o “O güzelim teoriyi, pis bir hayat gerçeği mahvediyor.” cümlesinde dendiği gibi, Âkiller Heyeti projesi, Muğla’da beklenen etkiyi doğurmadı.

Kısacası, heyetin Muğla ziyaretinin stratejisini, heyeti kuran irade eğil, protesto korkusu belirledi ve tabii ki, böyle olunca da, ziyaretten maksad hâsıl olmadı.

Heyetin Muğla ziyaretinin benim için önemi, yazılarımızla tanıştığımız Hasan Karakaya ve  Fadime Özkan ile yüzyüze tanışmış olmamız ve yıllardır yüzyüze görüşmediğimiz Avni Özgürel ile yıllar sonra tekrar görüşebilmemizdi.

27.05.2013 Habervaktim.com

Bu haber toplam 422 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim