Bugün yaşananlara baktığımızda, Ankara’nın Irak konusunda izlediği politikanın, ne kadar yerinde olduğunu takdir etmek gerekiyor. Irak’taki tüm siyasi aktörlerin sistem içinde kalmasını ve seçimlere katılmasını ısrarla isteyen Türkiye, bu anlayış doğrultusunda Irakıyye listesini oluşturdu. Belki en önemli sorun listenin başında Iyad Allavi gibi bir ismin bulunmasıydı. Ama buna rağmen söz konusu liste seçimlerden birinci çıktı. Ancak hükümet kuracak çoğunluğu elde edemediği için iktidar denkleminin dışında kaldı.
Kuşkusuz Irak gibi bir ülkede iktidarın dışında kalan bir yapıyı ayakta tutmak kolay değil. Nitekim Irakıyye listesi de zaman içinde bazı çözülmelerle karşı karşıya kaldı. Bunda hem Maliki’nin, hem de bazı bölgesel aktörlerin önemli rolü oldu.
Ancak şu anda yaşanan krizin, çok daha derin olduğunu görmekte yarar var. Irak Başbakanı Kerkük’e, silahların, havada uçan helikopterlerin gölgesinde girebiliyorsa zaten işler rayından çıkmış demektir. Öte yandan Bölgesel Kürt yönetiminin lideri Mesut Barzani’nin de bu saatten sonra işi alttan almaya niyeti yok. Hatta neredeyse ‘inceldiği yerden kopsun’ havasındalar.
İnceldiği yerden kopar mı sorusunun cevabı, öncelikle iki büyük bölge ülkesinin parantezinde aranmalı. İran; Maliki hükümeti ve Şiiler üzerinden elde ettiği nüfuzu elbette kolayca bırakmayacaktır. Bununla beraber çok güçlü ve Saddamlaşmış bir Maliki’yle Irak’ın tek parça kalamayacağını da çok iyi biliyorlar.
Türkiye, bir yandan kendi güvenlik krizinin bir parçası olan Kuzey Irak’la ilgili ilişkileri sıcak tutarken, bir yandan da Sünni Araplar üzerinden kendisine yapılan hamlelere karşılık vermeye çalışıyor. Bu arada Irak Şiilerinin daha ‘akil’ isimleriyle temaslarını devam ettirerek, muhtemel bir yeni iktidar dengesinde etki alanları oluşturmak istiyor.
Ankara-Bağdat-Erbil-Tahran dörtgeninde devam eden bu sürecin, karşımıza bölünmüş bir Irak mı, yoksa çatışmaları daha da derinleşen bir yeni iç savaşı mı getireceğini, herkes kendi bulunduğu cepheden izliyor.
Bu tartışmaların tam ortasında Kerkük krizi duruyor ve eğer Ankara bu konuda Erbil’i de yanına alarak bir çözüm üretmeyi başarabilirse, önemli bir hamle yapmış olacak. Maliki’nin binlerce silahlı adamıyla ‘Kerkük’te ben de varım’ demesi boşuna değil ve bir anlamda erken hamle yaparak Türkiye’nin önünü kesmeye çalışıyor.
Zor ve hayli sıcak bir dönem bekliyor Irak’ı ve elbette Türkiye’yi, İran’ı. Uluslararası aktörleri saymaya ise yerim kalmadı.
10.05.2012 Star






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.