• İstanbul 15 °C
  • Ankara 8 °C
  • İzmir 16 °C
  • Konya 9 °C
  • Sakarya 14 °C
  • Şanlıurfa 17 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 11 °C
  • Bolu 9 °C
  • Bursa 12 °C

Nasuhi Güngör'den: Türkiye-İran rekabetin yeni kodları

Nasuhi Güngör'den: Türkiye-İran rekabetin yeni kodları
Tablo çok net. Türkiye ve İran, özellikle Suriye konusunda farklı görüşleri ve tezleri temsil eden iki komşu ülke olarak masaya oturuyor. Ancak masada sadece Suriye yok.

Rekabet evet, çatışma asla!

Tarihsel görüş ayrılıkları, İslam’ın iki ana akımının devamı olmaktan kaynaklanan çelişkiler, jeopolitik ortaya çıkardığı farklılıklar, kolayca giderilebilecek ya da yok sayılacak gerçekler değil. Dahası, her iki ülkede de gerek mezhep taassubu, gerekse üretilmiş önyargılar üzerinden bir diğerini mahkum etme alışkanlığı sanıldığından çok daha derin.

Dolayısıyla Türkiye-İran ilişkilerinin hangi şartlarda ve zeminde seyrettiğine, tarafların masaya otururken, işlerinin sanıldığından çok daha zor olduğunu unutmamak gerekiyor. Bir yanda İran’ı uluslararası sisteme dahil etmek isteyen güçlerin baskısı, diğer yandan her iki ülke kamuoyunda ortaya çıkan doğru ya da yanlış birtakım hassasiyetlerin kaşıdığı başlıklar.

İşte Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kritik Tahran ziyaretini okurken, bu zorlukları dikkate almak gerekiyor. Tahran yönetimi, özellikle nükleer başlığı altında devam eden krizde, Ankara’ya ne kadar ihtiyacı olduğunun sonuna kadar farkında.

Diğer yandan Suriye’de Esad rejiminin, bundan sonra ne kadar ayakta kalırsa kalsın, sadece sorunun devam etmesinden başka anlam taşımadığının her iki taraf da biliyor. Bazılarına tuhaf gelse de, sözgelimi Suriye sorununda Türkiye-İran hattında bir çözüm sürecinin başlatılması, bölge üzerindeki pek çok hesabı bozacak bir hamle olabilir.Mümkün mü, taraflar çıtayı bu kadar yükseltmeseler belki çok daha kolay olabilirdi. Ama bunları bir kenara bırakıp konuşabilecek kadar tecrübeli iki devletten söz ettiğimizi de unutmayalım.

Rekabetin yeni alanları

İslam dünyasının Arap olmayan iki önemli devletinin, yakın geçmişten çok daha ustalıkla bu rekabeti yönetmesi gerekiyor. Yakın bir tarihe kadar iki ülke arasındaki çekişme, birisinin laik, öbürünün din devleti olması gibi son derece yüzeysel bir alanda devam ediyordu.

Oysa şimdi bu rekabet, üçüncü ülkeler ya da abartılı bir ifadeyle neredeyse Arap Baharı’yla kesişen geniş coğrafyada devam ediyor. Şimdiye kadar bilmediğimiz, yaşamadığımız bir ‘karşılaşma’ bu. İki ülkenin komşuluğu, birinin diğerine olan enerji bağımlılığı, diğerinin Ankara’yı uluslararası sistem karşısında bir ‘nefes’ alanı olarak görmesi, Irak ve Afganistan tecrübesinin söyledikleri, tarihsel derinlik ve tecrübe, bu yeni ‘karşılaşma’nın nasıl sonuçlar üreteceğini belirleyecek.

Elbette çok önemli bir diğer etkenin, belki de en baskın olanın, uluslararası sistemin bu rekabetin çatışmaya dönüşmesinden elde edeceği kazanımlar olduğunu unutmamak gerekiyor.

Asıl zorluk burada ve neyse ki taraflar şimdiye kadar bunu fazlasıyla dikkate aldılar.

29.03.2012 Star

Bu haber toplam 496 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim