• İstanbul 19 °C
  • Ankara 17 °C
  • İzmir 19 °C
  • Konya 16 °C
  • Sakarya 21 °C
  • Şanlıurfa 22 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 21 °C
  • Bolu 17 °C
  • Bursa 21 °C

Nazan Bekiroğlu'ndan: Ben'im ben

Nazan Bekiroğlu'ndan: Ben'im ben
Telefonun ucunda bir ses olarak Ben'im, desem şimdi sana. İlk anda tanır, sesimden çıkarır mısın Ben'i? Yoksa, sen de kimsin, der misin? Ben'im, desem bir daha. Hani, çok eskidendi; sıra arkadaşın.

Senin pâk yüzünün aynı kaldığından eminim ben. Başka türlüsü mümkün değil çünkü. Benimse yüzümü sana göstermeye mecâlim yok. Dokuz yaşındaki bir çocuğun gözleriyle bakıyorum hâlâ hayata. Bir yaş daha ileri geçemedim anlayacağın, bir adım daha atamadım.

Hâlâ cahilin cesaretiyle, taşıyamayacağım kadar ağır yükleri sırtlanıp bir tepenin başına tırmanıyorum. Sonra kendimi bütün yükümle birlikte yokuş aşağı bırakıyorum. Kaza belâ, yara bere içinde kalıyorum sonra. Neye el atsam, neye kalkışsam yüzüme gözüme bulaştırıyorum.

Öğreneceğim çok şey kaldı geriye. Sözün özü hâlâ çok eksiğim. Tanırsan, bu yanımdan tanıyacaksın. Bir de, şikâyet etmemeyi öğrendim.

Bir çay fincanının dibinde kalan tortu, kullanım dışı kalmış ya da kapsama alanı iyice daralmış bir telefon numarası kadar varım ancak. Şekeri eksik bir Erzurum türküsü, ilk kar'ı eksik bir sevinç kadarım.

Ölenler çekip giderken kalan sağlar arasındayım şimdilik. Gerçi ölüm olmasa da seni hatırlardım. Ama varlıklarının kıymetini bilmediklerimin yokluğunda, boşluklarının muazzam hacmini fark etmişliğime gafletten başka bir ad koymaya çalışıyorum. Bir kelime olarak pişmanlık bile aklamaz bu gecikmişliği. Bir avuntusu, telâfisi tazmini de yok bu işin.

Oysa hayatlarımızdan yüzlerce öğrenci, yüzlerce insan, onlarca dost -tabii eğer şansımız varmıştıysa- geçse bile, sana söylemek istediğim bir şey var. Hayatlarımıza giren onca insanın hiçbirinin göremeyeceği bir şeyi gördük birbirimizde. Gençliğimizi. Hiç kimsenin göremeyeceği bir 18-20 yaş yüzü bu.

O yüzden aldığım hatırayla şimdi, bir sesten ibaret kalsam da, Ben'im Ben, demeye cesaret edebiliyorum.

Ben, Ben'im hâlâ. Bütün eksik gediğimle. Düşmüş yanılmışlığımla.

Bakalım tanıyabilecek misin beni?

Çift Beyaz Güvercin.

Hatırladın mı? Hani, dört yıllık sıra arkadaşın.

Sual etme ne olur.

Benim kendime bile vefam yok ki sana vefasızlığımdan sual olunsun.

İki satırı bir araya getirsem üçüncüsünde şaşırıyorum.

Yine de kabul et bu kırık nâmeyi. Hitabı Sen, imzası, Ben'im Ben, olsun.

Başlarken'di, bir de biterken olsun.

 21.08.2011 Zaman

Bu haber toplam 2780 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim