*
Anadolu'nun dört büyük şairi, düşünce ve şiirlerine yansıttıkları misyon ve vizyonlarıyla, Türkiye'nin sorununun, Batılılara benzemek değil, Batılılardan farklı olmak olduğunu gösterdi. Yahya Kemal "Süleymaniye'de Bayram Sabahı" şiiriyle, Anadolu'nun görkemli dönemlerini, Yirminci yüzyılda yeni bir yüze, yeni bir söze dönüştürdü. O Anadolu'nun şairler yüzyılında gelmiş, tarihle düşünen büyük bir Osmanlı şairiydi.
*
Mehmet Akif, savaş yıllarının Anadolu'sundan "tek dişi kalmış" Avrupa'ya baktı, savaşı şiire, şiiri savaşa yansıtarak, şairler yüzyılının ana sütunlarından birini oluşturdu. Onun en büyük eseri, "korkma" diye başlayan, Türkiye'nin "Milli Marşı"dır. Necip Fazıl "Çile" şiiriyle, kendi dönüşümden yola çıkarak, bütün taşları yerinden oynatılan Anadolu'nun yeniden inşa edilmesi için, izlenmesi gereken eksiksiz bir yol haritası sundu ve Anadolu'nun geleceğindeki vazgeçilmez yerini aldı.
*
Sezai Karakoç, uzun "Taha'nın Kitabı" şiiriyle, şairler yüzyılında, Anadolu insanının ölümünde sonra kalkarcasına, nasıl dirileceğinin müjdesini verdi. Şairler yüzyılında, şiirsiz medeniyet, medeniyetsiz şiir olmaz, diyen Karakoç, gerçekte kutsal kültürle yoğrulan tek madeniyet olduğunu ve onun doruklarına şiirle ulaşıldığını, sürekli vurguladı.
*
Şairler yüzyılının şairleri, bütünle bağlarını koparmayan şiirleriyle, Anadolu insanının kültürel hayatıyla birlikte siyasal hayatına da ışık tuttular.
*
Büyük şairler, meyvada ağacı, ağaçta ormanı görmesini bilirler ve dünyayı kucaklayan en derin vizyona sahiptirler.
*
Şairler şiirleriyle düşünürler, şiirleriyle konuşurlar, şiirleriyle bilinirler, şiirleriyle rüya görürler.
*
Büyük şairler gerçekleşmeyecek dünyaları görmezler.
18.01.2012 Yeni Şafak































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.