Geçtiğimiz Pazar günü, Evrensel Hafızlar Derneği’nin bir programına katıldım. EHAD İstanbul Şube Başkanı, Çanakkale Savaşlarından sonra İngiliz Bakanı’nın, “Türklerin kalbinden, yüreğinden Kur’an aşkını ve sevgisini çıkarmadıktan sonra, biz onları yenemeyiz” sözünü ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Türkiye’de yaptığı bir araştırmada yüzde 40’lık oranda bir kitlenin bir kez bile eline Kur’an-ı Kerim’i almadığını hatırlattı.
Bu bir toplum projedir… Ülkemizi kültürel olarak işgal etmek isteyenler, düşünmeyen, konuşmayan, analiz etmeyen, manevi değerlere sahip çıkmayan bir nesil oluşturmak istiyorlar derken işte bunu kastediyoruz.
Kur’an’la bağını, irtibatını koparmış bir toplum yapısı. Vur patlasın, çal oynasın bir eğlence anlayışının getirdiği reyting bataklığı. Bu bataklık içinde debelenen, sosyal medyanın dehlizlerinde kaybolmuş, kimliğini yitirmiş, manevi boşluklara düşmüş bir nesil.
Yaşadığımız tehlikenin farkına varmamız gerekiyor. Hızla bir uçuruma doğru sürükleniyoruz. Bundan 100 sene önce, Çanakkale Boğaz’ından geçemeyenler, kontrol ettikleri ülkemiz medyasının ekranlarıyla manevi direnç kolonlarımızı yıkacak, gökkubbeyi başımıza geçirecek bir kültürel savaş ve işgal dönemini maalesef başarıyla yürütmektedirler.
Her bunalımın bir bedeli mutlaka vardır… Ve bu bedeli de mutlaka toplum öder…
Bu bedeli ödememek için, bugünden önlem almalıyız!
Medyanın yozlaştırdığı medya kuşağının yeniden manevi zırhlarla donatılması, kültür çemberine alınması, geleceğimize vizyoner bir bakış getirilebilmesi için, mutlaka önlem almak zorundayız.
24.04.2013 Milli Gazete































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.