Ayağındaki prangaları kimseye gösteremiyorsun, sonra ruhuna mührünü vuran kapitalizm çarkının izlerini. Dosto'nun böceği ile yerin altına kaçıyorsun. Seni rahatsız eden doğanın ışığı değil, insanların sevgisizliği, katılığı, maddeciliği, görünürlüğü.
Yerin altında kendini emniyette hissediyorsun. Kafanda suç işleyebilirsin, kendini bağışlayabilirsin; ama yerin üstüne çıkmaya cesaretin yok. Toprak hala sahiplenilmiş değil. Metal, soğul elleriyle toprağın ırzına geçmiş değil. Seninle onlar arasında Toprak Ana var. Toprak Ana'nın sıcak ve merhametli kollarında hala her şeyi unutabiliyorsun bir anlığına olsa da. Tanrı'dan umudunu kesmiş değilsin, az da olsa insanın aslolan hakikate döneceği umuduna kapılıyorsun. Umut işte, böcek ile insan arasında kalanların yaşama sebebi.
Fabrikalar kurulmaya başlıyor yanı başında, başının hemen üzerinde. Huzurun kaçıyor, emniyette değilsin; toprağın zehirleniyor. Devlet Baba seninle Toprak Ana arasına giriyor. Devlet Baba, Toprak Ana'yı senden alıyor; öksüz kalıyorsun, bir başına, yetim, kovulmuş, tart edilmiş. Artık yeryüzündesin, Dava'n başlamıştır Karl Rossmann ile birlikte. Cezalılar Kolonisi'nde hepten bir böceğe dönüşmene ramak kalmıştır.
Devamı: https://www.kitaphaber.com.tr/nurdan-gurbilekin-benden-once-bir-baskasi-k6463.html
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.