• İstanbul 17 °C
  • Ankara 26 °C

Nurettin Topçu’nun fikir hayatında dini gruplar ve liderler: Nurculuk ve Said Nursi örneği

Nurettin Topçu’nun fikir hayatında dini gruplar ve liderler: Nurculuk ve Said Nursi örneği
Türk fikir hayatında özgün bir yeri olan Nurettin Topçu’ya (1909-1975) geçmiş yıllarda kıymet verilmediği gibi günümüzde de gereken kıymet verilmemiştir.

Özellikle de eğitimci kimliği, meslek ahlâkı, ahlâk konusundaki felsefî görüşleri vb. konusunda. Topçu’ya gereken kıymetin verilmeyişinin nedenleri arasında Topçu’nun belirli bir ideoloji şemsiyesi altında hayatını idame ettirmemiş olması yer alır. Çünkü fikir kitabı okuyan Türk okuyucuları genelde kışkırtıcı ve fanatizm söylemleri içeren aynı zamanda kendi ideolojisine ve ideolojik lider(ler)ine kutsallık atfeden yazılara öncelik vermektedir. Topçu ise yazılarında şahısları eleştirmek, kendini belirli ideolojik görüştekilere şirin göstermek yerine farklı düşünceleri (sol/Kemalist, sosyalist/komünist, muhafazakâr/İslâmcı, milliyetçi/Türkçü vd.) özgürce eleştirmiş biridir. Bu durum da onun ideolojik sahada taraftarlarının olmayışına neden olduğu gibi ideoloji-lider-takipçi etkileşiminden ziyade öğretmen-öğrenci, öğretici-öğrenen ilişkisini ön plana çıkarmıştır. Topçu’nun kavramlara yüklediği mana, özgün görüşlerini okuyucuya sunması, görüşlerine paralel bir yaşam biçimine sahip olması ve yaşam biçiminin çevresindekilerin üzerinde etki yaratması elbette onun lider bir şahsiyet olduğunun göstergelerinden bazılarıdır. Lakin ona atfettiğimiz liderlik vasfı ile kendi dönemindeki farklı ideolojik/dini grup liderlerinin vasfı farklıdır. Örneğin; onun bir şeyhle olan manevî bağı, Anadoluculuk görüşü, isyan ahlâkı ifadesinin izahı, İslâm sosyalizmini savunması vb. onu diğer lider vasıflı şahıslardan ayıran bazı unsurlardır.

Günümüz pozitivist bakış açısına sahip kişilerin eleştirdiği tasavvufun subjektif yönü bilimle-tasavvufu (deneycilik-mistisizm) hep karşı karşıya getirmiştir. Bu bakış açısına sahip olmakla birlikte ruhçu/maneviyatçı Topçu’yu sevenlerin bazıları için şöyle bir düşünsel kırgınlık oluşmuştur: Akademisyenlik sürecini yurt dışındaki en kaliteli üniversitelerin birinde yapmış ve alanında başarılı olmuş hatta felsefe alanında çalışmalar yapmış biri nasıl olur da bir şeyhle (Abdülaziz Bekkine/1895-1952) diyalog kurmaya ihtiyaç duyar?

Takımlı, kravatlı modern bir giyime sahip, doçent olmuş biri nasıl olur da sarıklı, cübbeli bir camii imamının önünde diz çökerek onun ilminden istifade etmeyi arzu eder? Hâlbuki kişinin ilmi, unvanı ne olursa olsun etkilendiği bazı insanlarla irtibat kurmak istemesi pek tabii bir durumdur. Çünkü her insan her mevzuda bilgi sahibi olamaz ve her muhataplığın esas gayesi bilgi edinmek de olamaz. Bazen kişi, birisinin espiri anlayışından haz alır bazen hitabetinden bazen inancından bazen de sadece varlığından hakeza… Peki şeyh denilen zatlarla muhatap olan kişileri mutlu eden şey nedir? Bu sorulara Topçu ve şeyhi Abdülaziz Bekkine üzerinden cevap vermeye çalışalım:

Mehmet Sırrı Tüzeer, Topçu’nun Abdülaziz Efendi ile tanışmalarından şu şekilde bahseder: “Abdülaziz Efendi o gece Topçu’nun kafasındaki karışık düşünceleri çıkarıp attı. Hoca Efendi’nin zekâsı, feraseti ve ilmiyle Topçu bir gecede başka bir Nurettin oldu. Nurettin, Hoca Efendi’nin o sözlerini belki kitap okuyarak da öğrenebilirdi. Fakat onun anlatmasında başka bir veçhe vardı.”[1]

Komşularımız, yakın çevremiz ya da arkadaşlarımız arasında imam olan birisinin şöyle bir hassasiyeti olduğunu düşünelim: Aldığı maaşı kuruşu kuruşuna mahalledeki fakirlere dağıtıyor ve geçimini de çorap yaparak sağlıyor.[2] Böyle birini tanısak o kişiyle olan diyalogumuz daha sıkı olmaz mıydı, ona karşı özlemimiz fazla olmaz mıydı, günlük hayatta ahlâkını görerek örnek almak istemez miydik? İşte bu güzel ahlâka sahip kişi şeyh Abdülaziz Bekkine’dir. Topçu’nun böyle güzel ahlâka sahip birine yakın olmak istemesi neden sorunlu bir davranış olarak görülsün ki? 

Devamı: https://www.dunyabizim.com/mercek-alti/nurettin-topcunun-fikir-hayatinda-dini-gruplar-ve-liderler-nurculuk-ve-said-nursi-ornegi-h49446.html

Bu haber toplam 260 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim