• İstanbul 17 °C
  • Ankara 14 °C
  • İzmir 17 °C
  • Konya 12 °C
  • Sakarya 16 °C
  • Şanlıurfa 18 °C
  • Trabzon 15 °C
  • Gaziantep 17 °C
  • Bolu 12 °C
  • Bursa 15 °C

Öner Buçukcu'dan: İsrail Seçimlerinden Filistin-İsrail Barışı Çıkar mı?

Öner Buçukcu'dan: İsrail Seçimlerinden Filistin-İsrail Barışı Çıkar mı?
İsrail’de Ocak ayında gerçekleştirilen genel seçimlerden sonra hükümet kurma sürecine girildi.

Yapılan açıklamalarda her iki liderin görüşmesinin olumlu bir ortamda gerçekleştiği, Lapid ile Natenyahu’nun “ülkenin karşılaştığı sorunlar ve bunların çözüm yolları” üzerine konuştukları; daha sonra tekrar bir araya gelmek üzere sözleştikleri duyurulmuştu. Ancak Lapid’in özellikle “heredi” partilerle aynı koalisyon içerisinde yer almak istemediğine yönelik haberlerin çoğalmasının koalisyonun teşkilini zorlaştırması üzerine Natenyahu geçtiğimiz hafta sürpriz bir adım atarak Habayit Hayehudi, Shas, Birleşik Torah Yahudiliği, Kadima ve Hatenua’dan oluşan ve Yesh Atid’i dışarıda bırakan bir koalisyon şekillendirmek için çalışmaya başladı.
Natenyahu’nun böyle bir adım atmasının arkasındaki önemli sebeplerden bir diğeri ise, eski Dışişleri Bakanı ve Beitanu’nın lideri Avigdor Lieberman’ın yeniden Dışişleri Bakanlığı görevine döneceğine yönelik haberlerin artmasının ardından Yair Lapid’in hükümette Savunma Bakanı ya da Ekonomi Bakanlığı gibi bir görevi kabul etmeyeceğini açıklaması oldu. Bu çerçevede Natenyahu Habayit Hayehudi Partisi lideri Naftali Bennett’e Eğitim Bakanlığını önerdi. Naftali Bennet’in Habayit Heyahudi Partisi seçimler öncesinde Likud-Beitanu’nun doğal koalisyon ortağı olarak görülmesine rağmen Başbakan Binyamin Natenyahu koalisyon görüşmelerine Yesh Atid’le başlamıştı. Başbakanın eşi Sara Natenyahu’nun da iyi ilişkilere sahip olduğu Naftali Bennett’le Natenyahu’nun görüşmemesi üzerine Yedioth Ahrenot’a konuşan Habeyit Heyahidi’li bir yetkili “hiç kuşkusuz Başbakan eşini dinler ama Başbakanlığı daha çok seviyor” gibi bir açıklamada bulunmuştu.

natenyahu

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Natenyahu’nun Yesh Atid’i dışarıda bırakma hamlesi önce Habayit Heyahudi ardından da Birleşik Torah Yahudiliği’nden gelen açıklamaların ardından boşa çıktı. Naftali Bennett Natenyahu’nun teklifini reddettiklerini açıklarken, teklifin Habayit Heyahudi’yi Yesh Atid’le bir koalisyona zorlamak üzere tasarlandığını düşündüğünü söyledi. Ayrıca habayit Heyahudi Partisi’nden yapılan açıklamada Başbakan Natenyahu’nun öncelikleri ve yol haritası tam belli olmadan yeniden görüşme olmayacağı duyuruldu. Birleşik Torah Yahudiliği lideri Moshe Gafni de partisinin muhalefette yer alacak gibi göründüğünü söyledi.
Hükümet kurma görüşmeleri bu bağlamda zor bir döneme girmişken Başbakan Binyamin Natenyahu geçtiğimiz günlerde beklenmeyen bir çıkış yaparak Filistin’le barış görüşmelerinin yeniden başlaması üzerine konuştu. Yair Lapid’in koalisyon görüşmeleri devam ederken “Filistin’le müzakerlerin yeniden başlamasını öngörmeyen hiçbir koalisyonda yer almayacaklarını” açıklamasının ardından gelen Başbakan’ın çıkışı gözlerin yeniden Filistin-İsrail uyuşmazlığına çevrilmesine sebep oldu. Hatenua lideri Tzipi Livni ve İşçi Partisi lideri Shaul Mofaz da Natenyahu’ya halkın bu yöndeki taleplerine kulak vermesi gerekiğini açıklamasından sonra Likud üyesi ve İstihbarat Servisleri Bakanı olan Don Meridor da halkın % 80’lik bölümünün Filistin’le barış görüşmelerinin yeniden başlamasını istediğini söylemişti.[1]
Seçim kampanyası sürecinde Filistin’le müzakerelerin yeniden başlaması gibi bir konu üzerinde durmayan, seçim sonrasında yaptığı ilk açıklamada da orta sınıfın refahının arttırılması, ev fiyatlarının makul düzeylere gelmesi gibi konularda mümkün olan en iyi sonucu elde etmek için çaba göstereceklerini söyleyen Natenyahu hem koalisyon görüşmelerinin zora girmesi hem de ABD Başkanı Barack Obama’nın önümüzdeki ay bölgeye gerçekleştireceği ziyaret öncesi uluslar arası toplumla İsrail arasındaki tansiyonu azaltmaya yönelik adımlar atmaya başlamış gibi görünüyor. Zira ABD Temsilciler Meclisi tarafından Dışişleri Bakanlığı görevine atanmasının hemen ardından John Kerry de İsrail’e ve Filistin’e ziyaret gerçekleştireceğini duyurmuş; Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, İngiltere Başbakanı Cameron da İsrail-Filistin uzlaşmazlığının en kısa sürede çözülmesi gerektiğine yönelik açıklamalarda bulunmuşlardı.

bush

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu çerçevede değerlendirildiğinde Natenyahu’nun açıklamalarının Filistinlilerle gerçek bir müzakere mi istediği yoksa ulusal ve uluslar arası destek alabilmek için yeni bir strateji mi geliştirmeye çalıştığı denkleminin çözümünde ikinci seçeneğin daha ön plana çıkmasına sebep oluyor. Seçimlerden önce açıklama yapan Eğitim Bakanı Gideon Sa’ar Likud’un Filistin Devleti’nin kurulmasına yönelik hiçbir platform içerisinde olmayacağını söylemişti. Geçtiğimiz dört yıllık icraata da bakıldığında, yeni Yahudi yerleşim yerleri yasa tasarısının seçimlerden biraz önce Meclisten geçirildiği de dikkate alınırsa Natenyahu’nun iktidar üzerinde oluşan baskıyı hafifletmek için yeni bir manevra yaptığı söylenebilir. Zira Natenyahu Filistin-İsrail Barış görüşmelerinin hangi noktalarda tıkandığını çok iyi biliyor ve Filistin’in BM’de statüsünün yükselmesinin ve uluslararası baskının artmasının ardından yeniden başa dönerek zaman kazanamayacağının farkında.
Bu noktada Natenyahu’ya yakın kaynaklar Batı Şeria topraklarının % 10’luk kısmının “takas olmaksızın” İsrail devletine bırakılmasını öngören bir antlaşma istediğini söylüyorlar. Ancak kurulacak Filistin devletinin %22’sini oluşturacağı öngörülen toprakların %10 luk kısmından üstelik de takas olmaksızın Filistinlilerin vazgeçmesi neredeyse imkansız gibi görünüyor. Oslo sürecinde Batı Şeria topraklarının %4’lük bir kısmının takasla İsrail’e katılması üzerine protokollerde anlaşmaya varılmıştı ancak Filistinliler Batı Şeria’da %4’ten daha fazlasını, üstelik takassız vermeyi kabul etmeyeceklerdir. Bir diğer uzlaşmazlık konusu Doğu Kudüs’ün statüsü.. Yair Lapid seçimlerden önce Doğu Kudüs’ün Filistinlilere verilebileceğini söylemişti, ancak Likud bu fikre pek sıcak bakmıyor.
İsrail seçimlerinin ardından Filistin meselesi, Natenyahu bu meseleyi ajandasından çıkarmasına rağmen, yeniden gündeme geldi ancak sürecin Obama’nın ziyaretinden hemen önceye rastlaması ve koalisyon görüşmelerine bağlı olarak gündemde kalması sağlıklı bir biçimde yürümeyeceğini gösteriyor.
Natenyahu’nun hükümeti kurmak için 28 günlük bir süresi var. Eğer 28 gün içerisinde hükümet kurma çalışmalarını tamamlayamazsa Cumhurbaşkanından iki haftalık ek süre talep edebilir. Cumhurbaşkanının süreyi uygun bulması ile toplam süresi 45 gün olacak. Natenyahu’nun bu süre içerisinde bir biçimde hükümet kurma çalışmalarını tamamlayamaması halinde süreç İsrail’de erken seçime gidilmesi ve Likud’un Kadima’nın akıbetine uğraması ile yeni bir boyuta taşınabilir.  Meretz lideri Gal-On da böyle bir ihtimalin azımsanmayacak kadar belirdiğini ifade etmişti. Arap dünyasında yaşanan hareketliliğin gölgesinde İsrail’de yaşanan gelişmeler bölgenin geleceğinin şekillenmesinde çok daha etkili olacak gibi görünüyor.


[1] Bu açıklama üzerine Jarusalem Post Gazetesi’nde bir makale yayınlayan Gershon Baskın, Don Meridor’a satır arasında güzel bir soru yöneltti: “Bu %80’lik halk geçtiğimiz dört yıl boyunca neredeydi?”

Bu haber toplam 603 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim