Devlet zorbalıktan medet umulamayacağını anladığına göre, Kürt hareketini temsil ettiği söylenenlerin de şiddetten hayır sadır olmayacağını anlayabilecek duruma geleceği zehabına kapılmıştık.
Olmadı, şiddet tırmandı. Şehirlere yayıldı, ardarda ve çoğalarak gelip kalpleri kararttı.
Sorular sökün etmeye başladı:
Bu örgütün nerelerden yönetildiği artık belli mi? Artık, PKK'nın Kürt halkının talepleri doğrultusunda hareket ettiği gönül rahatlığıyla ve şerhsiz, istisnasız, şeksiz ve şüphesiz söylenebilir mi? Bu olayların terör değil de "isyan" hareketi olduğuna aklıbaşında olan, muhakeme edimini yitirmemiş insanları kim ve nasıl ikna edebilir? Onu bırakın, bu ölçüsüz ve insanlıkdışı şiddet Kürtlerin görece haklı bulunabilecek tüm taleplerinin meşruiyetini zayi etmeye başlamadı mı? Önümüzde duran şu manzaraya haklılık zemini temin edebilecek bir bir dil kaldı mı, bulunabilir mi? Nergiz (25) ve Zeynep Evin (31) kardeşler ile Kevser Çekin (25) ve Nurcan Olgaç'ı (25) bu şekilde öldürmek, bir havan topu sayesinde hayatını kaybeden Ceylan Önkol'la, arkasından kurşun yağdırılarak canı alınan Uğur Kaymaz'a en az onları öldürenlerin yaptığı kadar büyük bir kötülük yapmak anlamına gelmez mi? Bütün bunlar bir yana, her fırsatta bizi "barış"a davet edenler öyle ki, adlarını "barışa davet ediciler" desek abartı kaçmayacak arkadaşlar konuşmaktansa niye meselenin kenarından kenarından sıvışıyorlar? Barış tarihin başından bu yana hiç bu kadar istismar edilmiş miydi?
Ve en önemlisi: Kürt halkının PKK'yla hesaplaşmasının zamanı gelmedi mi?
PKK'nın Kürtler adına, onların talepleri uğruna canını ortaya koyan insanlardan müteşekkil bir örgüt olduğu artık bir palavradır, inandırıcılı kalmamış bir yalandır. Kürt vatandaşlarımızın artık PKK'nın uluslararası güçlerin taşeronu olduğu ve başkaları adına acımasız ve ahlaksız bir hesaplaşmayı sürdürdüğü gerçeğine uyanmalı. Devletin vesayet rejiminden çok çekmiş olanlar, PKK varoldukça önlerindeki tek seçeneğin PKK derebeyliğinin vesayeti olacağını bilmeli. Güneydoğu'da devlet baskısıyla biriken acıların patlamasıyla –belki haklı sebeplerle- ortaya çıkan bu örgütün, Kürtler için yeni ve daha derin acılar yumağı hazırladığı kavranmalı.
Ben artık PKK'nın Kürt halkını temsil ettiğine inanmıyorum. Eminim bu yazıyı okuyanlarınız arasında da inanmayanlar çoğunlukta.
Ama Güneydoğu, ama Kürtler PKK'ya inanmaya, PKK'yı kalben bile olsa desteklemeye devam ettikçe, ne yaşanan sorunların bir çözüm imkanı ve ihtimali olacak, ne de bu ülkede yaşanan acıların bir sonu...
23.09.2011 Yeni Şafak































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.