• İstanbul 15 °C
  • Ankara 13 °C

Prof.Dr. Ahmet Yıldırım: Türkistan’da Medreseler

Prof.Dr. Ahmet Yıldırım: Türkistan’da Medreseler

İslam’da eğitim ve öğretim faaliyeti Rasûl-i Ekrem’in (s.a) ulaşabildiği her yerde olmakla birlikte Mekke döneminde Dâru’l-Erkâm denilen evde gizlice bir araya gelinen merkezde gerçekleşirken Medine döneminde, eğitim ve öğretim merkezi Mescid-i Nebevî olmuştur. Mescidlerin eğitim ve öğretim merkezi olması Hz. Peygamber (s.a) zamanında başlamış, daha sonraki dönemlerde de devam etmişti. İslam Düşünce tarihinde pek çok meşhur şahsiyet ve önde gelen âlim öğrenimlerini mescidlerde almış ve öğrencilerini de buralarda yetiştirmişlerdi. Dolayısıyla yaklaşık ilk dört asırda eğitim-öğretim için resmi kurumlar yerine mescid ve camiler ilim öğrenilen ve öğretilen merkez olma özelliğine sahipti. İslam tarihinde ilk resmi eğitim kurumu Nizâmiye medreseleri olmuştur. Böylece eğitim-öğretimde kurumsallaşma dönemi de başlamış oldu.

Türkistan coğrafyasına gelindiğinde burada dinî eğitim, Türkistan halklarının İslam dinini resmi olarak kabul etmeleriyle başlamıştır. İslâm’ı kabulle birlikte, VIII ve IX. asırlarda bu coğrafyada halk arasında bilhassa göçmen Türk boyları arasında kısa zamanda yayıldı. İslamî eğitim bu yıllarda mescitler çevresinde ve ilim halkaları vasıtasıyla yapılıyordu. Bu ilk süreç olarak kabul edilebilir. Göçebe halkın yavaş yavaş yerleşik hayata geçmesiyle bölgede ilmi faaliyetler hız kazandı ve çeşitli şehirlerde medreseler açılmaya başlandı. Medrese tarzında sistematik İslamî ilk mektep Türkistan bölgesinde açılmıştır. Hicrî 8-9. asırlar, Türkistan bölgesi için sosyal, ekonomik ve kültürel açıdan ilerleme dönemi olarak bilinmektedir. Medreselerin daha da gelişmesine Büyük İpek Yolu’nun çok faydası olmuş, onun sayesinde bu tarzdaki mektepler bütün İslam bölgelerine yayılmıştı.

Bundan sonraki süreçte Çarlık Rusya dönemi gelir ki bu dönemde bölgede XIX. yüzyıldan itibaren yayılma siyaseti güden Çarlık Rusya’sı İslam dinînin önemini bildiğinden açıkça İslam’a karşı bir yaklaşıma girmekten kaçınmış, yayılma sürecinde İslam dinînden de yararlanma yolunu benimsemiştir. Bu bağlamda Ruslar, rejime sadık dinî kurumlar oluşturmaya çalışarak din işlerini bu kurumlar yoluyla çözmeye uğraşmışlardır. Asimilasyon politikası uygulamaya çalışmışlardır. Rusların asimilasyon siyasetini açıkça gösteren belgelerden biri de Türkistan Genel Valisi Duhovskoy’un 1899 yılında Rusya Eğitim Bakanlığına gönderdiği “Türkistan’da İslam” adlı raporudur. Bu raporda genel vali, Türkistan bölgesinin Sırderya, Fergana ve Semerkand vilayetlerinde 119 Rus okullarına karşılık 5246 mektep ve medresenin bulunduğunu, 42 Ortodoks kilisesine karşılık 11964 cami bulunduğunu belirterek bu tablonun değiştirilmesi gerektiğini ifade etmektedir. 

Devamı: https://www.insaniyet.net/turkistanda-medreseler/

Bu haber toplam 209 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim