• İstanbul 14 °C
  • Ankara 14 °C

Prof. Dr. İdris Nebi Uysal: Buhara’dan İpek’e Uzanan Bir Portre

Prof. Dr. İdris Nebi Uysal: Buhara’dan İpek’e Uzanan Bir Portre

Mehmet Akif Ersoy 150 Yaşında

İstiklal Marşı ve Safahat şairi.

Baba (Tahir Efendi) tarafı bugün Kosova sınırları içinde kalan İpek kazasına, anne (Emine Şerife Hanım) tarafı Buhara’ya uzanır. Doğu’yla Batı’nın müstesna bir terkibidir.

İlk ismi Ragîf’tir. Babasının ezanla kulağına fısıldadığı bu isim, ebcet hesabıyla doğduğu seneye, yani Hicri 1290’a (M 1873) tekabül eder. Babasının dışında herkesin kullandığı isimse Akif’tir. Nitekim herkes ona “Akif” yahut “Mehmet Akif” der ve bu isimlerle seslenir.

İlk hocası babası Tahir Efendi’dir. Bu zat, Fatih dersiamlarındandır. Akif, kendisi için çok şey ifade eden bu özel durumu “Ne biliyorsam kendisinden öğrendim.” sözüyle zihinlere nakşeder.

 

Okula başlama yaşı 4’tür. İlk mektep, başka deyişle ilk resmî tahsil 4 yaşında başlar.

Mektep ve rüştiye yıllarında etkisinde en çok kaldığı isim, hocası Kadri Efendi’dir. Safahat şairi her fırsatta onun hürriyetperver kişiliğinden ziyadesiyle etkilendiğini dile getirir.

Hafızdır. Rüştiye mektebine devam ederken kelam-ı ilahiyi hıfzederek onun muhafızı olur.

 

Okuma arzusuyla dopdoludur. Hafız’ın Divan’ı, Sadi’nin Gülistan’ı, Mevlana’nın Mesnevi’si, Fuzuli’nin Leyla vü Mecnun’u daha orta mektep yıllarındayken okuduğu temel eserler arasında yer alır.

İddialıdır. Devam ettiği tüm okullarda, giriştiği her işte hep birinci olmuştur. Mesela Türkçe, Arapça, Farsça ve Fransızca derslerinde her zaman okulun en başarılı öğrencisi odur. Daha on beşine basmadan birkaç dil öğrenir.

Mülkiye tahsiline devam ederken iki büyük acıyı birden yaşar: İlki, yeri doldurulamayan bir kişinin, yani babasının vefatıdır. İkincisi ise Fatih yangınında evlerinin yanmasıdır. İki elîm hadise de kendisinde derin izler bırakır.

Kariyerini o dönemde ilk kez açılan Mülkiye Baytar Mektebi’nde sürdürür, buradan da yine birincilikle icazet alır. Ardından memuriyet hayatına ilk adımını atar, Ziraat Nezaretindeki görevleri nedeniyle tüm ülkeyi karış karış gezer. Bu seyahatler, memleketi baştan sona tanımasına vesile olur.

1897’de İsmet Hanım’la evlenir. Bu izdivaçtan Cemile, Feride, Suad, İbrahim Naim, Emin, Tahir adlı çocukları dünyaya gelir.

Hoca ve vaizdir. Bir taraftan İstanbul’un çeşitli okullarında ve Darülfünunda derslere girerken diğer taraftan cami kürsülerinde vaazlar verir; halka iyiyi, doğruyu, hak ve hakikati anlatır. Kürsü ve minber onun için birer eğitim mekânı olur.

Devamı: https://www.maarifinsesi.com/buharadan-ipeke-uzanan-bir-portre/

Bu haber toplam 203 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim