Komünizm, Kemalizm, Titoizm... gibi rejimler, bin yıldır İslam harflerini kullanan Türkçe’yi yirminci asırda Kiril ve Latin harfleri arasında savurmuş, ayrıca Türkiye Türkçesi kelimeleriyle oynanma ırkçılığına maruz da kalmıştır.
Türkçe, resmettiğimiz haritadaki 300 milyonun dilidir. Bölgenin diğer dilleri Arapça ve Farsça’dır. Arapça, Türkçe’den biraz fazla nüfus tarafından kullanılmaktadır. Farsça 70 küsur milyonluk İran’ın dilidir.
Arap ülkelerinde Arapça İran’da Farsça, Türkiye’de Türkçe resmî dildir. Diğer Türk Cumhuriyetlerinde de o ülke Türkçeleri resmî dildir.
Âlimlerin şöyle bir tasnifi vardır.
Arapça ilim dili.
Farsça evliya dili.
Türkçe devlet dili.
Bölgemizde alt diller de var. Bunlardan önemli olanlardan biri Kürtçe’dir. Türkiye, Irak, İran ve Suriye arasındaki coğrafyada yaşayan 20 milyon dolayındaki insanın dilidir. Hint-Avrupa dil grubundaki Farsçanın bir dalı gibidir. Bu defa da dağdaki tek parti faşizminin baskısında kalan Kürtler, tek parti zihniyeti tarafından yok sayılmışlardır. Hayır Kürtler vardır, Kürtçe vardır. İstanbul’un Kürt nüfusu belki Kuzey Irak kadardır.
Türkiye’ye düşen Kürt vatandaşlara seçmeli ders, özel okul, kurs, Kürtçe klasiklerini yayınlamak... gibi imkânlarla ana dillerini öğrenme kolaylığı getirmektir. Fakat hiçbir Türkiye anayasasında resmî dilin Türkçe dışında olması mümkün değildir. Türkçenin yanına başka resmî dil eklenmesi de mümkün değildir.
Rusya’da Türkiye Kürtleri nüfusunda en az beş alt ırk, Çin’de 30 milyon Uygur Türk’ü, Fransa’da 5 milyondan fazla Arap var.
Ama onların hiç birinde ikinci, üçüncü resmî dil diye bir yol yoktur.
Alt Diller yok sayılmasın.
Onlar zenginliğimizdir.
Resmî dil ise Türkçe’dir.
Fakat gündelik ihtiyaçlar için Kürtçenin uygulandığı yerler olabilir. Bunun için de ortak akla gelmek ve mutlaka dağdan inip silahı bırakmak gerekir.
19.10.2011 Türkiye































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.