Yakın çevre, yahut sofracılar, ona uydurma Türkçe ile yazılmış metin vererek anlaşılmaz nutuklar da söyletmişti. Ah o yakın çevreler, etraf! Yakın çevreler, menfaatçidir, dalkavuktur, otoriteyi kullanır ve gözünü kırpmadan harcar.
Halk arasındaki şöhreti malum 19 Mayısın kısaca tarihçesi budur. 30’lu-40’lı yıllar ithal eğlence uygulaması.?Bütün?kurtuluş?günleri?gibi devrini?tamamlamıştır.?19?Mayıs 1919?Samsun?vakıasını?kim?inkâr? edebilir??Şu?var?ki?Anadolu’ya?kırık gemiyle?gizlice?gidildiği?iddiasının doğru olmadığı, aksine Padişahın, eski?yaverini?Anadolu’da?düşmana karşı kıyam/ayaklanma başlatması için?bizzat?yollandığı?artık?her?namuslu?tarihçi?tarafından?kabul?görmektedir.
Bu itibarla milyonlarca talebenin kıyafet masrafına sokulması, okullarından, derslerinden edilmesi, ülke hayatında bir günün daha tatil yapılması alışkanlığının artık bitmesi gerekirdi. Milli Eğitim de bunu yaptı. Farklı bir şekil getirdi. Ancak tuhaftır ki Danıştay bu tasarrufu durdurdu. Zamanı buz dolabına hapsetmek mümkün değildir. 1930’ların 40’ların festivallerini bugün de aynen devam ettirmek hatadır. Bırakalım eğitimi eğitimciler, ehli yapsın. Öküz altında buzağı aramak yanlış. Her şeyden şüphelenmek de yanlış. Dayatma, zorlama ile eğitim olmaz. Bazıları 19 Mayısın tiyatro olarak kalmasında anlaşılmaz bir ısrar içinde.
Halbuki ideolojiler, izmler öldü.
Tarihle yüzleşmek bir zarurettir. Tarihle barışmaksa şart olmuştur. Yoksa yüzleşmek tek başına bir şey ifade etmez. Zaten yeni nesiller, ezberleri bozarak doğru tarihe yöneldiler.
02.05.2012 Türkiye































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.