• İstanbul 15 °C
  • Ankara 8 °C
  • İzmir 16 °C
  • Konya 8 °C
  • Sakarya 14 °C
  • Şanlıurfa 17 °C
  • Trabzon 17 °C
  • Gaziantep 10 °C
  • Bolu 8 °C
  • Bursa 12 °C

Rasim Özdenören'den: Diktatör müydü, değil miydi?

Rasim Özdenören'den: Diktatör müydü, değil miydi?
"Millî Mücadele'nin zaferle neticelenmesi üzerine, kontrol vazifesinin Şef (Mustafa Kemal) tarafından beğenilip seçilen mebusların omuzlarına yüklenmesiyle bu murakabe cihazı yavaş yavaş paslanarak zamanla adeta işlemez hale geldi.

Bu satırların yazarı, azat kabul etmez bir Kemalist olan Yaşar Nabi, birkaç sayfa öncesinde de "Diktatörlük bir zaruretti" başlığını attığı parçada şu görüşlere yer veriyordu:

"İşte bütün bu hakikatleri göz önünde tuttuğumuz içindir ki, Cumhuriyet'ten sonra kurulmuş olan Şef sistemini (ki başlıkta bunun diktatörlük olduğu belirtiliyor) memleket için bir kayıp saymıyoruz. Demokrasi usulile normal bir rejimi yürütmek mümkündür ama kısa zamanda büyük inkılâplar başarmak zorunda olan geri bir memleketi demokrasi ile idare etmeye kalktınız mı orada büyük işler görmekten ümidi kesmek lazımdır. Atatürk bu zarureti idrak ettiği için, inandığı ve sevdiği demokrasi rejiminden biraz uzaklaşmak zorunda kaldı."

Bu satırların biraz altında da "İnönü'nün rolü" başlığını taşıyan parçadaysa şu görüşler yer alıyor:

"Atatürk'ün ölümünden sonra Tek Şef sistemini değiştirmek mümkün olabilirdi. Celal Bayar, Başvekil sıfatile bu cereyana önayak olsaydı demokratik rejime belki de daha o zamandan kavuşabilirdik. Ancak, İstiklal Savaşı'nda ve Cumhuriyet devrindeki mevkii ve başarılarile memlekette nüfuz ve itibarı pek yüksek olan İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı'na ittifakla seçilmesi suretile Meclis, Şef sistemine sadık kalmayı tercih ettiğini gösterdiği gibi, İnönü'yü hep bir ağızdan Millî Şef ilân eden söz ve yazılara karşı hiçbir itiraz sesi yükseltmemek suretile millet de vekillerile aynı fikirde olduğunu, kurulmuş nizamın eski usulde devamına taraftar olduğunu zımnen belirtmiş oldu."

Tekraren belirtelim, bu satırlar azat kabul etmez bir Kemalist ve İnönücü olan müteveffa Yaşar Nabi'nin Nereye Gidiyoruz adını taşıyan kitabından alınmıştır (Varlık Yayınları, İstanbul 1948, s. 16-19).

Yaşar Nabi'nin, Mustafa Kemal'in diktatörlüğü ve onun Ebedî Şef unvanı üzerine söylediklerini bir yana bırakalım. İnönü'nün Millî Şef unvanını milletin kabul ettiğine ilişkin söylediği tümüyle havada kalıyor. Gizli oy açık tasnif usulüyle gerçekleştirilen 1946 seçimlerini göz ardı etsek bile, 1950 yılı 14 Mayıs'ında Demokrat Parti'nin ezici çoğunlukla iktidara gelmesini nereye koymalı "Millî Şef"in kabul gördüğü noktasında?

Meselenin püf noktası, bugünün CHP'lilerinin içlerine sindiremeseler bile (hırçınlıklarından anlaşılıyor bu), onlardan daha sıkı bir Kemalist ve İnönücü olan bir kalemin 1948 yılında açık yüreklilikle gerçeği itiraf etmesinde tebellür ediyor.

Burada, daha da önemli ve ilginç olanı belli bir zihniyetin tezahürüdür, ki o da, benim diktatörüm iyidir diyen ve ilkeli olmayı hiçe sayan telakki tarzıdır...

08.03.2012 Yeni Şafak

Bu haber toplam 696 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim