Edep, bir şeye –o şey her ne ise- hakkını vermektir.Kimilerinin sandığı gibi, edep muhallebi çocuğu ağzıyla konuşmak değildir. Konuşmanın hakkını vermektir.
Bukowski'yi okuyanlar bilir, öykülerinde ağzı biraz bozuk çalar. Ama onun anlattığı öyküler muhallebi çocuğu ağzıyla anlatılsa işin tadı kaçar. Üstelik o öykünün hakkı da verilmemiş olur. Onun anlattığı öykünün edebine riayet edilecekse, o öykü ancak Bukowski ağzıyla anlatılabilir, işin edebi bunu gerektirir.
Yazının devamı için:http://yenisafak.com.tr/yazarlar/RasimOzdenoren/edebin-siniri-ve-kapkinerin-romani/38234































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.