Rol Modelleriyle Şehirlerin Ruhu: Ankara

Rol Modelleriyle Şehirlerin Ruhu: Ankara
Ankara, tarihi süreçte sınırları içinde yaşamış olan rol modelleri, onların geriye bıraktığı eserleri, hem de topyekün oluşturduğu hava ile medeniyetimizin örnek şehirlerinden biri olma özelliğini taşıyor.

 Yavuz Ertürk'ün kaleminden Ankara'yı anlatarak, Ankara'da doğmuş-yaşamış büyük isimleri tekrar gündeme taşıyarak, kültürel anlamda markalaşmış bir Ankara görme hayalimize tüm okurlarımızı ortak ediyoruz. İyi ve kaliteli bir organizasyonla, hemen olmasa bile beş-on sene içerisinde, tüm dünyada Hacı Bayram Veli hazretleriyleile anılan bir Ankara, Mehmed Akif Ersoyile anılan bir Ankara çok uzak değil, buna inanıyoruz. İnşallah önümüzdeki dönemde farklı şehirlerimiz için de bu tip çalışmaları sizlere sunabilmeyi hedeflemekteyiz. Bu yazıların gerekçesi için tıklayınız: //www.dunyabizim.com/sehirlerin-ruhu/18603/dunya-bizim-marka-sehirler-uzerine-dusunmeye-davet-ediyor  (Dünya Bizim)

“Balık Ankara’dan kokar” der Mustafa Kutlu.

“Balık baştan kokar” deyiminin anlaşılmasını en öz şekliyle ifade eden bir cümledir bu. Çünkü Ankara baş’tır. Memleketin kalbi her ne kadar İstanbul ise de Ankara’da atıyor resmiyetin kalbi ve bu, şehrin her metre karesinde de hissediliyor.

Bürokrat, asker, memur ve öğrenci şehri olan Ankara’da telaşsız fakat yoğun bir topluluğun içinde buluverirsiniz kendinizi. Kızılay’ın, Sıhhiye’nin, Ulus’un yoğun ve kalabalık oluşlarının yanısıra, sabah ve akşam trafiği zaman zaman insanı bunaltsa da, Ankara’nın yaşanabilir bir kent olduğunu vurgulamakta fayda var.

Her ne kadar Ankara yeni ve modern bir görüntü arz etse de, içinde tarihimizin, medeniyetimizin, kültürümüzün incelikli eserleriyle beraber, çağlara ve nesillere öncülük etmiş isimlerin de mihmandarlığını yapıyor. Geleneksel mimarisinin yaşatılmaya çalışıldığı bazı bölgelerin yanında, Ankara geleneksel yaşantısını kalıntılarıyla da olsa korumaya çalışan bir şehir. Yazları sıcak ve hareketsiz, kışları soğuk ve ayaz olan bu öğrenci ve memur kentinde, başka iller ve bölgelerle kıyas yapılmaksızın yaşanabilir diyorum tekrardan.

Bir Mimar Sinan eseri bu küçük ve eski köyde

Ankara sadece fiziki kimliği ile değil, günümüze kadar ulaşan manevi ve kültürel yönleriyle de yaşanabilir bir şehir. Başkentin kimliğiyle bütünleşen yer altı camileri ilk akla gelse de, Mimar Sinan’ın Ankara’daki tek eseri olan Cenab Ahmed Paşa Camii ve türbesi bu manevi iklimin en sağlam yapıtaşlarından biridir. Süleymaniye, Selimiye ve Şehzadebaşı gibi onlarca eserin mimarı, küçük, şirin bir eser bırakmış Anadolu’nun ayazıyla meşhur bu köyüne.

Ulucanlar mevkiinde, onlarca hatırasıyla müzeye dönüştürülen Ulucanlar Cezaevi’nin karşısında, Ankara’nın da göbeğinde olan Cenab Ahmed Paşa Camii birkaç büyük badire atlatmışsa da dimdik ayakta ve tevhide şahitlik ettiriyor. Restorasyon ve yenileme çalışmaları yapılan Cenab Ahmed Paşa Camii ve türbesi, yakın zamanda yine restore edilmiş, içinin süsleme ve boyaları yakışmasa da mimarisi ve estetik duruşuyla Sinan’ın imzasını ziyadesiyle hissettiriyor. İç süsleme ve boyama çalışmaları ise modern müteahhit çalışması olmuş açıkçası.

Devamı: https://www.dunyabizim.com/gezi-mekan/rol-modelleriyle-sehirlerin-ruhu-ankara-h19039.html

Bu haber toplam 214 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim