Dün öğleye doğru Galatasaray Lisesi önünde bir grup CHP’linin Mısır’la ilgili düzenledikleri eylemin sonuna yetiştim ve “Ne Sisi, ne Mursi, acil demokrasi” yazılı dövizler taşıdıklarını gördüm. İlk bakışta güzel bir slogan gibi gözüküyor, ama kesinlikle değil. Çünkü sandıktan çıkmış sivil bir siyasetçiyle (Mursi) tanklar sayesinde iktidara konmuş bir generali (Sisi) eşitlemek son derece yanlış. Bu tür bir yaklaşımla Mısır’a demokrasinin, hem de acil bir şekilde gelmesini beklemekse hiç gerçekçi değil.
“Ne Sisi, ne Mursi” sloganı çok kötü bir şekilde 28 Şubat sürecinde ÖDP başta olmak üzere bazı sosyalist sol yapıların “Ne şeriat ne darbe” sloganını çağrıştırıyor. Geçen sene 28 Şubat’ın yıldönümünde “Ne şeriat ne darbe” sloganının sola indirmiş olduğu darbeyi yazmıştım.
(http://www.rusencakir.com/Ne-seriat-ne-darbe-sloganinin-sola-indirdigi-darbe/1680 )
Ordaki “muhayyel tehlike” ve “darbe gerçeği” ikilemini Mısır örneğine de taşıyacak olursak şunları söyleyebiliriz:
Bir yanda Mursi ve onun içinden geldiği İhvan’a yönelik, demokrasi, temel hak ve özgürlükler temelinde eleştiriler var. Kendini solda tanımlayan birçok kişi Mursi’nin sandığı kullanarak Mısır’da katı bir şeriat düzeni kurmak istediğine inanıyor. Bu kaygılarında haklı olabilirler ama onların daha birinci yılında Mursi’nin asker tarafından indirilmesini hiçbir şekilde meşrulaştırmıyor. Hele darbecilerin Mursi ile çok sayıda İhvan üye ve yöneticisini tutuklaması, keskin nişancıların üç ayrı katliamda barışçı göstericileri öldürmesini hiç. Dolayısıyla Türkiye’de solun ciddi bir kısmının kafası karışık, İhvan’a yönelik antipatisi nedeniyle darbeyi ağız tadıyla, “ama”sız kınamada ciddi zorluk çekiyor.
Yazının devamı için: http://haber.gazetevatan.com/solcusu-islamcisiyla-hepimizin-kafasi-cok-kotu-karisik/563472/4/yazarlar































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.