• İstanbul 17 °C
  • Ankara 20 °C

Şahsiyet imar eden adam: Nurettin Topçu

Şahsiyet imar eden adam: Nurettin Topçu
Nurettin Topçu şöyle tarif ediliyor: “Hayatı ahlâk dersi vermekle geçmiş bir ‘ideal’ ve ‘mesûliyet’ adamı, ismi isyan-ahlâk-hareketle özdeşleşmiş Türk düşünce hayatının vazgeçilmez entelektüeli, …, bir dava adamı ve gerçek bir mutasavvıf…

"Serilmiş secdemin inler durur yerlerde mi’râcı;

Semâlardan gelir ummanların tehlîl-i emvâcı!

Karanlıklar, ışıklar, gölgeler sussun ki Allah’ım,

Bütün dünyayı inletsin benim secdem, benim âh’ım…"

Nurettin Topçu’nun “millet mistiği” olarak nitelediği Mehmed Akif’in bu dizesi,

Topçu’nun mezar taşında da hayatının bir özeti gibi yer alır. 

Yıllar önce babamın köydeki kütüphanesini karıştırırken bir kitabın kapağı dikkatimi çekmişti: kırmızı zemin üzerinde bir mezar kitâbesi ve o kitâbenin önünde açılmış bir kitap… Hemen kitabın sayfalarını açtığımı ve önsözden itibaren yazarın zihnime ve algıma indirdiği sağlı sollu yumruk darbeleriyle afalladığımı, sendelediğimi, sanki şiddetli bir rüzgâr çıkmış da o ufak, zayıf oğlan sağa sola yalpalıyormuş, değil yürümek ayakta durmakta zorlanıyormuş gibi bir hâlet-i rûhiyeye sahip olduğumu bugünmüş gibi hatırlıyorum. Diyordu ki, “Anadolu’nun kurtuluş savaşı ruh cephesinde henüz yapılmadı.” O kitapYarınki Türkiye idi ve kitabın derinlerine daldıkça o mezar kitâbesinin bizim Yûnus Emre’nin mezar kitabesi olduğunu, önünde açılmış kitabın da Kur’an-ı Kerim olduğunu öğrendim. Hayatım boyunca unutmayacağım bu sahne, bu çarpılış, bu mütefekkirâne olduğu kadar ve belki daha da fazla âşıkane söyleyişler, kitabın müellifi Nurettin Topçu ismini fikrime ve gönlüme nakşetti desem inanın abartmış sayılmam. Çünkü bu dünyaya geliş nedenini sorgulayan, varlığının anlamını hiçbir zaman bilemese de en azından bir şeyleri sezen her “rahatsız” ruh, uçurumun kenarındayken kendine doğru uzanan bir el, fırtınalı havada dalgalarla boğuşurken sığınacak salim bir liman arayışı içindedir. Nurettin Topçu’ya beslediğim derin muhabbetin sebebi belki de bu olsa gerek.  

Nurettin Topçu şöyle tarif ediliyor: “Hayatı ahlâk dersi vermekle geçmiş bir ‘ideal’ ve ‘mesûliyet’ adamı, ismi isyan-ahlâk-hareketle özdeşleşmiş Türk düşünce hayatının vazgeçilmez entelektüeli, …, bir dava adamı ve gerçek bir mutasavvıf… Kısacası 10 Temmuz 1975’te sessizce aramızdan ayrılan, ancak geride bıraktığı kavi duruşu ve ölümsüz eserleriyle hâlâ saflarımızda ve yüreklerimizde canlı duran âşıkların aşkına âşık bir âşık: Nurettin Topçu…” Bu tarifteki “mesûliyet”, “ahlâk” gibi kavramları artık kimin “dert” edindiği tartışılır ama biz bu büyük mütefekkirin hayatından ve fikirlerinden kesitler sunarak bunları dert edinmeye devam edelim.

Devamı: https://www.dunyabizim.com/portre/sahsiyet-imar-eden-adam-nurettin-topcu-h1272.html

Bu haber toplam 161 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim