Nuh Muaz Kapan
Tasavvuf terbiyesi içinde yetişmiş bir münevver olan Ayverdi, Batı karşısında öz güven bunalımı yaşayan bir toplumun en temel meselesini, eğitim ve kültür alanlarında yaşanan çözülmelerde görür. Ona göre bir milletin kaderini belirleyen en asli unsur, ne siyasi ne de ekonomik üstünlüktür; asıl belirleyici olan, “maarif” yoluyla inşa edilen kültürel, ahlaki ve irfani temeldir.
1. Maarif: Terbiye ile Mükemmelleşen İnsan
Samiha Ayverdi maarifi yalnızca teknik ya da akademik bir formasyon olarak değil, bir insanlık davası olarak görür. Onun maarif anlayışının merkezinde, insanın kalp, ruh ve akıl bütünlüğüyle inşası vardır. Batı’dan ithal edilen eğitim modellerinin bu bütünlüğü parçalayarak bireyi yalnızlaştırdığını ifade eder:
“Bugünün talebesi zekidir, bilgisi vardır. Fakat o bilgi, irfana çevrilmeyince hayra değil, zevale vesile olur.”¹
Ayverdi’nin burada vurguladığı “irfan”, İslam medeniyetinde bilgiyle hikmetin buluştuğu, akılla kalbin dengeye geldiği hâlidir. Maarif, onun dilinde aynı zamanda bir tefekkür terbiyesidir. İnsan yalnızca bilen değil; hisseden, ahlaki davranan, vicdanî ölçüler geliştiren bir varlık olarak eğitilmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.