• İstanbul 11 °C
  • Ankara 12 °C

Sanat eğitimi nedir?

Elif SÖNMEZIŞIK AYDIN

Sanat eğitimi üzerine yerel kaynak taraması yaparsanız özellikle bu alanda emek vermiş iki isim öne çıkacaktır; Ord.Prof. Suut Kemal Yetkin ve Prof. Dr. İnci San. Her iki isim de akademik kariyerini güzel sanatlar, felsefe ve edebiyat üzerinde çalışmalar yürütmüş çalışkan isimler…

Bu iki isimin görüşleri beynelmilel açıdan doyurucu bir muhteva oluştursa da dijitalleşme beraberinde yeni ve farklı yaklaşımların arayışında ve ihtiyacında olduğumuz gerçeğini göz ardı edemeyiz. Yine de sanat eğitimi üzerine kaydettikleri satırlar, işi anlamada ve anlamlandırmada yol gösterici özellik taşıyor.

 Sanat eğitiminin önemini kavramak için önce ne anlama geldiğini bilmekte fayda var.

İnci san, sanat eğitimine dair iki tür görüşü dile getirmiş. İlki “sanat için eğitim” ki günümüzde “geniş manada sanat eğitimi” olarak kabul görüyor. Diğeri ise “sanat yoluyla eğitim”, yani genel eğitimin bir parçası olarak verilen eğitim. Bu iki görüş, eğitim bilimcilerin geneli tarafından benimsenmiş, ancak günümüzde farklı izahlarla karşılık bulmuş diyebiliriz.

İnci San’ın sanat eğitimi tanımı şöyle: “Genel anlamda sanatların tüm alanlarını ve biçimlerini içine alan, okul içi ve okul dışı yaratıcı sanatsal eğitimdir.” Bu tanımla aynı zamanda “sanat yoluyla eğitim” yaklaşımına da açıklık getiriyor.

Sanat eğitimini, doğrudan sanatı yüceltmek, yaşatmak ve öğretmek kapsamında düşünen eğitimciler de yok değil. Ancak bu yaklaşım, her öğrenciye geleceğin sanatçısı olarak yaklaşmak olurdu ki bu mümkün değil, anlamlı da değil. İlginç olan şu ki sanat yoluyla eğitimin amacı sanatı sevdirmek bile değil.

Suut Kemal Yetkin, “Güzel Sanatların Eğitimdeki Yeri” başlıklı denemesinde, Herbert Read’den dabrı mesel kabilinden bir alıntı yapıyor: “Tek kanatla uçan kuşun ilerlemesine imkân yoktur.”

Bu imkânsızlığı hayatta birçok şeyle ilişkilendirebiliriz elbette, burada Yetkin’in maksadı ise eğitimin çocukları yalnızca rasyonellikle yoğuran yönünün insanı yarım bırakacağını vurgulaması. Hissiyatın yani duyguların, muhayyelatın yani hayal gücünün sağlıklı şekilde gelişiminin önündeki en önemli engelin, pozitif bilimlere yani fen ve doğa bilimlerine yatkın ve soyutlamayı dışarıda bırakan eğitim sistemi olduğunu, bunun da sanat eğitimiyle üstesinden gelinebileceğini ifade etmiş oluyor.

İnci San “sanat için eğitim” ile “sanat yoluyla eğitim” yöntemlerinin bir birleşimi olarak şu tespiti yapıyor:

“Yapılması gerekli olan, (evrensel anlamda) endüstrileşen, teknolojisiyle sürekli ilerleyen ve ister istemez akılcı bir çağ olan günümüzü, bir zamanlar yapıldığı gibi yadsımamak; çağımızın verilerini kabul ederek ona yaklaşmak; ama bunun uzantıları olan tek yanlı bir eğitime, öğrencileri yalnızca fen ve doğa bilimleri ve teknik bilgilerle donatarak birer yarış atı ya da robot yetiştirilmesine, sanat ve estetik eğitimin olanakları seferber ederek karşı çıkmak; gene akılcı yoldan, bilimsel temellere oturtarak bu tek yanlı eğitim ve öğretimin yol açtığı ve açacağı kayıpları önlemeye çalışmaktır.”

Devamı: https://www.yenisoz.com.tr/yazarlar/sanat-egitimi-nedir--4586/

Bu yazı toplam 73 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim