Türkiye’de 4 binden fazla dershane olduğu tahmin ediliyor. Dershanelerde çalışan öğretmen sayısı 50 binden fazla. Diğer personelle birlikte dershanelerin oluşturduğu doğrudan istihdam 75 bin civarında. Her yıl dershanelere devam eden öğrenci sayısı ise 1 milyon 300 bin kişi civarında. Bu işte iyi de para var, cironun 4 milyar liranın üzerinde olduğu sanılıyor.
Dershanelere gitmeden üniversite kazanmak, hele hele iyi bir bölüme girebilmek neredeyse imkânsız. Yani, dershaneler okulların ara sınıflarına dönüşmüş durumda.
Bu tablonun milli eğitim sistemimiz için bir fecaat olduğunu görmemek imkânsız. Dershaneler sistemin ne kadar sorunlu işlediğinin açık bir kanıtı... Ancak dershaneler neden değil, sonuç. Ortada bir gerçek var, o da sistemin öğrencileri dershanelere muhtaç etmesi.
Arz-talep uçurumu
İyi eğitim arzı ile iyi eğitim talebi arasında büyük bir uçurum var ve bu farkın kısa sürede sona ermesi zor görünüyor... Her yıl üniversite sınavlarına 2 milyona yakın öğrenci giriyor. Bunlardan 1 milyon 200 bin kadarı LYS’ye başvurma hakkını kazanırken, 850 bin aday LYS’ye giriyor...
Yazının devamı için: http://haber.stargazete.com/yazar/dershaneleri-nasil-kapatabiliriz/yazi-796564































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.