• İstanbul 16 °C
  • Ankara 5 °C
  • İzmir 15 °C
  • Konya 4 °C
  • Sakarya 11 °C
  • Şanlıurfa 15 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 8 °C
  • Bolu 6 °C
  • Bursa 11 °C

Sedat Laçiner'den: Türkün de Kürdün de güvencesi

Sedat Laçiner'den: Türkün de Kürdün de güvencesi
Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana “Artık silahlı mücadele bir noktaya geldi. Ben silahların bırakılmasını asla tartışmıyorum. Bu sorun var olduğu müddetçe o silahlar Kürtlerin güvencesidir”.

Silah siyaseti işgal ediyor

Örnekleri çoğaltabiliriz. Ben bu durumu eski bir yazımda ‘BDP-PKK birleşmesi’ olarak adlandırmıştım. BDP geleneği başından beri terör-vesayeti altındaydı. Ankara’da devletaskeri vesayet altında iken, Kürtçü siyasette de silahlar sivil alternatiflerin gelişmesine mani oluyordu. Ancak gelinen noktada Ankara’da askerin siviller üzerindeki vesayeti önemli oranda ortadan kalkarken, PKK/KCK’nın Kürtçü siyaseti tamamen işgal etmeye başladığını görüyoruz. Hal böyle olunca BDP’li milletvekilleri ile Kandil’de eli silahlı bekleyen PKK teröristi arasında bir fark kalmıyor. Bunun en büyük sakıncası ise Kürtçü siyasette sivil aklın ortadan kalkması ve alternatif üretilememesi. Dahası elinde (ya da beyninde) silah olmayan kalmayınca, barış için ortaklık yapabilecek gerçek bir aktör de kalmıyor.

Görebildiğimiz kadarıyla böyle bir BDP İspanya’da olsaydı çoktan kapatılmıştı. Eski Türkiyeise BDP’yi kapatmak için bir saniye olsun beklemezdi. Türkiye, devletiyle ve insanıyla sabırla siyaset alanını genişletmeye çalışıyor. Doğrusunu isterseniz Türkiye bunu Leyla Zana’nın veya diğer BDP’lilerin sandığı gibi PKK’nın silahlarından korktuğu için de yapıyor değil. Ergenekon’un silahlarından korkmayan Yeni Türkiye’nin PKK’nın silahlarından korkacağını düşünmek yanlış olur.

Türkiye demokratikleşme sürecinin bir parçası olarak uzun süredir Kürtçü siyasette bir partner arıyor. Ancak böyle bir ortak henüz bulunamadı. PKK/KCK sürece ortak olmak bir yana, demokratikleşmeyi tehdit olarak algıladı. Elde kalan tek aktör olan BDP ise her geçen gün PKK’laşıyor, PKK’nın doğrudan alt birimlerinden biri haline geliyor. Başka bir ifadeyle devlet siyasetin alanını genişletmeye çalıştıkça karşı tarafta silahı yüceltenler tüm alanları adım adım işgal ediyor.

Asıl güvence demokratikleşme

Belli ki PKK’nın hesabı Türkiye’nin toplum ve devlet olarak daha fazla dayanamayacağı ana oynamak. Eğer Türkiye’nin sabrı tükenirse PKK’ya misliyle karşılık vermesi ve geniş kitlelere zarar vermesi bekleniyor. Böylece zaten çok az olan ara renkler tamamen ortadan kalkacak ve BDP’de olduğu gibi tüm Kürtler (ve belki de tüm Türkler) taraf olmaya zorlanacak. Sonuçta sadece 2 kutup oluşacak ve bunlardan biri de doğal olarak PKK/KCK’nın olacak.

Bunlar çok şeytani planlar ve kimseye bir faydası da yok. Bir milletvekilinin güvenceyi silahlarda araması ise insanlık adına utanç verici. Herkes şunu bilmeli ki silahlar ne Kürt için, ne de Türk için güvence olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Ne Ergenekon çetecileri, ne de PKK teröristleri bu ülkeye huzur, güvenlik, demokrasi ve refah getirmemiştir. Asıl güvence silahlarda değil, demokrasidedir.

Leyla Zana PKK tarafından yönetilen Kürtlerin neye benzeyeceğini görmek istiyorsa Suriye’ye veya Kuzey Irak’a bakabilir. Nispeten demokratik Türkiye’den bile memnun olmayanların, Türkiye tecrübesinin belki de 100 yıl gerisine özlem duymaları şaşırtıcıdır.

19.01.2012 Star

Bu haber toplam 430 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim