Değişimin nispeten kolay kısmı adım adım gerçekleşiyor. Tunus ve Mısır’dan sonra Libya’da da bir dönem kapandı. Suudi Arabistan ve Ürdün gibi ülkeler ise ‘demokratikleşme’yi zamana yayarak yumuşak bir geçişi hedefliyorlar. Değişime en çok direnenler ise İran ve İsrail. Özellikle de İsrail’i değiştirebilmek çok zor.
İsrail’i değiştirmek zor, çünkü İsrail bir diktatörlük değil. En azından Yahudi vatandaşları için güçlü bir demokrasi. Ancak İsrail yapay bir devlet ve şiddetten besleniyor. Ülkenin kurucu ideolojisi olan Siyonizm sürekli savaşmayı gerektiriyor. İsrailli liderler kendilerini bildi bileli öldürüyorlar, savaşıyorlar. Savaşsız bir dünyayı tasavvur edemedikleri gibi, şiddetsiz bir dünyada yaşayamayacaklarını sanıyorlar. Kısacası kandan beslenen bir rejimi kansız bir dünyanın onun da yararına olacağına inandırabilmek kolay değil. İşin kötüsü İsrail şu anda belki de tarihinin en marjinal ve en niteliksiz yöneticileriyle yönetiliyor. Düşünebiliyor musunuz, İsrail Hükümeti’nin en makul ismi geçmişin geçmişte radikal olarak bilinen Netenyahu. Gerisini siz düşünün artık.
İkinci olarak, İsrail Batı’da çok güçlü dostlara sahip. Bu nedenledir ki “Amerika için İsrail bir dış politika değil, bir iç politika konusudur” denir. Özellikle Obama gibi ilk dönemini yaşayan hiçbir Amerikan başkanı İsrail’e kafa tutamaz. Eğer tutarsa bunu Yahudi seçmenler, işadamları ve İsrailci medya ilk seçimde ağır bir şekilde ödetirler. Nitekim bölgede değişimin İsrailsiz olamayacağını adı gibi bilen Obama İsrail’in sert uyarılarıyla kendisine geldi ve İsrail önlemlerini askıya almak zorunda kaldı.
Türkiye yalnız değil
Ne Ortadoğu, ne de İsrail’in bu haliyle devam edebilmesi mümkün değil. İsrail bu haliyle Batı’ya ve küresel sisteme ağır zararlar veriyor. Tüm bölge büyük bedeller ödenerek değiştirilirken, İsrail’in bunu engellemesine müsaade edilemez. İsrail’in değişime direnişi bazı şeyleri geciktirebilir, ancak İsrail böyle davranarak asıl zararı kendisine verir.
Belki Türkiye’nin şansı da bu noktada ortaya çıkıyor. Sorun Türkiye ile İsrail arasında ikili bir mesele değil. İsrail ısrarla konuyu bir tür AK Parti ve Erdoğan sorunu olarak lanse etmeye çalışacaktır. Türkiye bu oyuna düşmeden, Batı’da ve Yahudi diasporasında değişim yanlısı partnerler bularak yoluna devam etmelidir.
08.09.2011 Star






























Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.