Önceki yazımızda Türkiye’de Batı tipi güçlü bir orta sınıf oluşturma girişimlerinin Osmanlı’nın son döneminde başladığını, Atatürk ve İnönü’nün bu sınıfı bir yönüyle eşyanın doğasına aykırı olarak yapay yollarla oluşturmaya çalıştığını (devletçilik), Demokrat Parti’nin bu görüş farkından doğduğunu belirtmiştik. Menderes ve Demirel döneminde güçlenen sermaye ve üretim Özal’ın vizyonu ve becerisi ile adeta rampaya yerleşmiş oldu... AK Parti yıllarında ise Türkiye gerçek anlamda bir ‘orta direğe’, yani ‘orta sınıf’a kavuşmuş oldu...
Rahmetli Özal herkesin bir evinin ve bir arabasının olmasını çok isterdi. “Eğer bir kişinin sokakta park etmiş bir arabası varsa o sokakta olay olsun istemez” derdi. Aynı mantıkla kendi evi olan birey de gerçek anlamda sorumlu bir vatandaşa dönerdi... Liberal ekonomi ve siyaset yaklaşımının temelleri olan bu görüşe göre kişilerin mal ve mülklerindeki artış, ekonomi ile daha fazla etkileşime girmeleri, dolayısıyla ekonominin parçası haline gelmeleri siyasi istikrarı ve ülkeyi sahiplenmeyi de beraberinde getirecektir...
Yazının devamı için:http://haber.stargazete.com/yazar/turkiyenin-yeni-kodlari/yazi-798730































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.