Tarihsel süreçte hapishaneler, toplumsal düzenin bozulmaması için insanların işledikleri suç karşılığında cezalandırıldıkları bir mekân olarak her zaman var olagelmiştir. Kamu otoritesinin meşruiyeti bağlamında suçluların cezalandırılması için adalet açısından hapishanelere ihtiyaç duyulmuş, mevcut otoritenin koyduğu kurallara göre verilen cezalar, buralarda infaz edilmiştir. 17. Yüzyıla kadar hapishaneler suça karışan insanların hürriyetinin engellenmesi için bir ceza aracı olarak görülmüştür. Ancak zaman içinde kamusal değerlerdeki değişim ve hümanizm gibi etkenlerle ceza infaz uygulamalarında değişikliğe gidilmiş, moderniteyle birlikte bedene azap veren mahkûmluktan bireyin disiplinize/rehabilite edildiği yeni bir hukuki konsepte, mekan olarak da zindanvari yerlerden bugünkü modern hapishane formuna geçilmiştir. Ayrıca ceza infaz sürecinde başta işkence olmak üzere insan canına ve onuruna karşı yapılacak her türlü eylem insan hakları ihlali olarak değerlendirilmeye başlanmıştır.
Hapishaneler insanda doğal olarak ve mahiyeti itibarıyla negatif bir duyguyu harekete geçirir. Buna rağmen dünyada ve ülkemizde sinemadan şiire kadar birçok alanda hapishane ile ilgili büyük bir literatürün varlığından bahsedebiliriz. Sinemada, Hollywood yapımı Tim Robbins ve Morgan Freeman’ın oynadığı “Esaretin Bedeli” (1994), ülkemizde Kadir İnanır’ın başrolünü üstlendiği Tatar Ramazan (1990) filmleri, şiirde; Necip Fazıl Kısakürek’in “Zindandan Mehmed’e Mektup” (1960) ile Sabahattin Ali’nin “Aldırma Gönül” (1933) şiirleri geniş kitlelerin beğenisini kazanan çalışmaların sadece birkaçıdır.
"İnsan mezbahası" olarak anılan hapishane: Sednaya Hapishanesi
8 Aralık 2024’te Beşar Esed’in Moskova’ya kaçışıyla birlikte Suriye Arap Cumhuriyeti’ndeki 61 yıllık Baas rejimi tamamen sona erdi. Esed ailesi, 61 yıllık rejimin 53 yıllık kesitinde iktidarı elinde tuttu. Hafız Esed ve oğlu Beşar Esed’in iktidarları döneminde dünya kamuoyunda Suriye daha çok işkence, cinayet, vahşet ve kişileri yerlerinden etme gibi ağır insan hakları ihlalleriyle gündeme geldi. 2011 yılında başlayan Suriye İç Savaşı’nda ise bu ihlaller iyice keyfileşip sıradanlaştı. Esed yönetiminin yıllardır uyguladığı vahşetin sembolleştiği yer ise Şam yakınlarındaki Sednaya Hapishanesi oldu.
Yazının devamı için: https://www.fokusplus.com/yazarlar/ugur-unal/sednaya-hapishanesinin-hatirlattiklari-osmanli-doneminde-sam-hapishaneleri
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.