• İstanbul 10 °C
  • Ankara 5 °C
  • İzmir 15 °C
  • Konya 11 °C
  • Sakarya 7 °C
  • Şanlıurfa 18 °C
  • Trabzon 16 °C
  • Gaziantep 15 °C
  • Bolu 3 °C
  • Bursa 7 °C

Şehir Araştırmacılığı - Şehir Tarihçiliği Üzerine Notlar

M. Ali ABAKAY

Günümüzde yeni bir uğraş alanı, bilim dalı olarak ortaya çıkmasını zarurî gördüğümüz Şehir Araştırmacılığı, üzerinde durulması gereken, toplumu, düşünen insanı ilgilendiren, müsbet bilimlerlin tümüyle iç içe olan, tarihle, inançla, sosyolojiyle, psikolojiyle, ekonomiyle olmak üzere hayatın can damarlarını merkezine alan uğraş alanında kişinin değil bir topluluğun yükünü omuzlayabileceği, o şehre vefa borcu olanların destek vermesi  şart olan, günümüzün ihmal edilmiş ve geç kalınmış, dikkat çekmeyen fakat her zaman eksikliği hissedilen bir alandır.

Şehir Araştırmacılığı’nın yerele mahkûm kılınmasıyla ortaya çıkan ve akademisyenlik ortamında ciddîye alınması gerekirken kıymete haiz görülmemesi, bu işle uğraşanların nazarında bizce üzücü bir durumdur.

Elbette akademisyen tavrı, şehir araştırmacılığında çalışanı, araştıranı, ortaya bir ürün koyanı, çıkartanı ilmî ölçüler içinde olmaya zorlar. Fakat Şehir Araştırmacısı, kendisini akademisyenliğin kimi çelikten kolları arasında bulmak istemez. Araştırmacının metodu, anlatımı ne olursa olsun, ortaya konan önemli olduğu kabul edilmelidir.

Şehir Araştırmacılığı’nda ortaya konan belge, yapılan çalışma, varılan sonuç, kimi zaman o konuyla ilgilenen uzman isimleri bile şaşırtacak sonuçlara ulaşımı sağlar. Şehir araştırmacısı, yerine göre tarihçidir yerine göre edebiyatla iştigal eder, kültürel zenginliğe sahip şehrin yerel manada canlı hafızasıdır, belleğidir. Onda ne aransa mutlaka bulunabilecek malzeme vardır: kitap, dergi, fotoğraf, belge, …

Konu Şehir Araştırmacılığı olunca yaptığımız araştırmalarda vardığımız sonuçlardan birine değinmek istiyoruz, bu arada..

Eğil, Diyarbakır’ın tarihi geçmişi yönüyle oldukça önemli bir ilçesidir. Bazen Şehr-i Diyarbekir, adetaEğil’den yönetilmiştir, Silvan’a şehrin bağlanması misali... Mirdasî Egemenliği Dönemi’nde şehre de egemenlikleri kısmen bulunan Eğil Hükümdarları’ndan Lala Beg, günümüzde il merkezinde ismiyle anılan camii yapmış, birçok alanda çalışma gerçekleştirmiştir.

Şehrin tarihini, geçmişini konu alan eserlerde Lala Beg’e ve dolayısıyla Egil ve Çermik ile Ergani üçgenine önemli yer verilir.

Eğil’in Kalkan Köyü’nde iki kümbet bulunmaktadır. Bu kümbetlere ilişkin bilgiler, Şerefname’de yerini bulmuş, Evliya Çelebî’de belirginleşmiş, Osmanlı kayıtlarında yerini almış, Cumhuriyet Dönemi’nde ele alınmıştır. Bu iki türbeden birinin mezar kitabesi-Şahidesi mevcut iken, diğerinin varlığı bilinmekteyse de son yüzyılda bu kitabeye rastlanmadığı söylenmekteydi. Biz de merak konusu ettiğimiz bu kitabenin, mezar taşının, şahidenin izini sürmek istedik, uzun zaman. Kaynaklardan edindiğimiz bilgi, bizi tatmin etmedi, kaybolduğu söylenilen mezar taşının ardında sürükledi, aylarca.

Alanının uzman isimlerinden Şevket Beysanoğlu, bu kitabeye ulaşamamış, 1936’da yayınlanan Cumhuriyet Dönemi İlk Diyarbekir Yıllığı’nda Basri KONYAR, bu kitabenin önemine değinmiş ise de fotoğraflayamamıştır. Rahmi Hüseyin Ünal, bu iki kümbeti incelerken kaybolmuş kitabeden bahseder, bu iki kümbeti inceleyen araştırmasında kaybolmuş mezar kitabesinin önemini belirtir. Son zamanda Eğil hakkında iki kitap çalışması yapan Nurettin AYDIN, kitabeyi bulamadığını yazar.(*)

Araştırmalar sonrasında Lala Beg ile akrabalık bağı bulunan, Lal Beg’in torunlarından sayılan isimleri listeledik. Köyün sahiplerinden KARAKOÇ Ailesi’ni araştırdık, Diyarbakır’da. Kimi zaman Eğil’de ikamet eden ve Lala Beg Ailesinden gelen Ekrem KARAKOÇ ile tanıştık. Han ile ilgili bilgileri şahsına sunduk, eski fotoğrafları gösterdik. Kümbetlerle ilgili araştırmamızı takdim ettik.

Birçok kez gittiğimiz Kalkan Köyü’nde merakımızın farkına varan Ekrem KARAKOÇ’a Dedesinde bulunduğu söylenilen ve nerede olduğu bilinmeyen kitabeyi sorduğumuzda, kitabenin hikâyesi anlatıldı. O dönemde dededen babaya babadan oğula miras kalan kitabenin mevcudiyeti, ortaya çıktı.      Biz, bu kitabeyi, iki kümbetin yer aldığı Kalkan Köyü’nde bulunan Tarihî Han’da, Hanın sahibi Merhum Ekrem KARAKOÇ’tan fotoğraflamak istedik ve kitabe, saklı olduğu alandan çıkartılarak gün ışığına çıkartıldı. Yıllardır bir bez torbada saklı bulunan kitabe, yıkanıp temizlendikten sonra fotoğraflandı.  Bir dergide ele aldığımız konu, kimseyi pek ilgilendirmediği için öyle kaldı.

Bir sempozyuma katılırken bildiri sahibinin sitemle bahse konu ettiği mevzuu, tarafımızdan kendisine iletildi. Herhalde nükseden akademisyen rahatsızlığı, konuyla bizi bir araya getiremediği için alevlenmedi. İstenilen kitabenin nerede ve kimde olduğunda düğümlendi. Sunduğumuz bilgi yeterli görülmediği için, makalemizin yayınlanmasından habersiz olan zat, işin sadece bir akademisyenle tartışmak isteyen biri olarak görülmemiz noktasına geldi. Sempozyumda bildiri sırası bize geldiğinde konuya temas etmemiz, muhatabını şaşırtmış ve kopan bağların düğümlenmesi söz konusu olmadığından akademisyenimiz, sadece slaytta mezar taşını-kitabeyi- şahideyi görmüş oldu.

Kitabenin ortaya çıkartılmasının üzerinden sekiz yıl geçmesine rağmen, halen bu durumdan haberdar olmayanların Lala Kasım Beg hakkında yaptıkları çalışmalarda bu kitabenin bulunmadığı belirtilir.

Şehir Araştırmaları Merkezi vücûd bulmuş olsa idi, bu yanlış hükme varan araştırmacı ya da araştırmacılar, diğer konularda olduğu gibi bu konuda da bilgi sahibi olmuş olurdu.  Bahse konu olan merkez, on binlerce kaynak eserle, o denli dokumana-belgeye, fotoğrafa sahip şekilde düşünüldüğünde, konunun önemi daha da anlaşılmalı, kanaatindeyiz.

Şehir Araştırmacısı, bu tarz konularda görevini yaparken ne kazanır? Kazanan şehir olur, düne ışık olacak olan belgeler ortaya çıktığı için bilinmeyen hususlar aydınlatılır.

Bizce, yüzyıldır bilinmeyen bir mezar kitabesi önemlidir. Belirttiğimiz araştırmacılar da bu kitabenin kayıp olması üzerinde durmuştur. Saklı halde tutulan bu kitabenin 1530’lu yıllarda yapıldığı düşünülürse  yaklaşık 500 senelik bir mezar taşı kitabesi söz konusudur.

Bu belki konuyla fazla alakadar olmayanların dikkatini çekmeyen bir ayrıntıdır. Tarihte hükümdarlık konumuna ulaşmış, şehirde ismine camii yaptırmış birisinin mezar kitabesinin bulunması, bizce önemlidir. Bizim, bu kitabeyi bulmuş olmamız, şahsen sevindirici bir durum olsa dahi, bu kitabenin hala akademisyenlerin dikkatini çekmemesidir, eleştirilmesi gereken husus.

Elbette Şehir Tarihi Araştırmacıları, bir birlik oluşturmalı, yayınlarını bir kütüphane çatısı etrafında toparlamalı ve böylelikle her şehirde Şehri Araştırmaları Merkezi, acilen kurulmalıdır. Yaptığımız araştırmalar, katlandığımız sıkıntılar ileride topluma, şehirlere mal olması ve kaybolmaması için “Şehir Araştırmaları Merkezi “düşüncesi hayat bulmalıdır.

Şehir Araştırmaları Merkezi hakkında daha önce birçok makale yazdığımız için, burada ayrıntılara girmek istemiyoruz. Şehri Araştırmaları Merkezi’ne alternatif olarak gösterilebilecek Halk Kütüphanelerini, kimi özel kütüphanelerin, bahse konu olan ve tarafımızdan gündeme taşınan Şehir Araştırmaları Merkezi Projesi’ne karşılık gelmediğini belirtelim.(**)

…………………….

* Lala Kasım Beg konulu mezar kitabesinin bulunmadığını belirten kaynaklar: Şevket BEYSANOĞLU Diyarbakır Tarihi, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Yayını 1991 /  Basri KONYAR Diyarbekir İl Yıllığı,  Diyarbekir Vilayet Neşriyatı 1936 / Rahmi Hüseyin Ünal Diyarbakır İlindeki Bazı Türk İslam Eserleri Üzerine Bir İnceleme Atatürk Üniversitesi Yayını Erzurum, 1975. /Nusret AYDIN  Diyarbakır ve Eğil Hükümdarlar Tarihi Avesta Yayınevi

** Her şehirde kurulmasını elzem gördüğümüz Şehir Araştırmaları Merkezi konulu makalelerimiz, www.tyb.org.tr sitesinde yer almaktadır

24.09.2012
Bu yazı toplam 1934 defa okunmuştur.
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim