Nitekim, “Siyonizm’in Gizli Tarihi” kitabının yazarı Schoenman de, Press TV’de yayınlanan bir röportajda bir soru üzerine Eshel’in bu ifadesini dayanak göstererek şu şekilde cevap veriyor: “Suriye’ye yönelik hava saldırısının arefesinde, İsrail hava kuvvetleri şefi Tümgeneral Amir Eshel, İsrail’in 'savaşlar arasında bir savaşa angaje olduğunu’ ve gerçekleşmesi halinde savaşı kazanabilecekleri koşullar oluşturduklarını söylüyordu. Bunun sadece Suriye’ye yönelik değil, aynı zamanda Lübnan’a da yönelik önceden planlanmış bir saldırı olduğu tartışmasızdır.”
Schoenman, burada “planlı” ve “koordineli” bir saldırıdan bahsediyor. Hedef olarak da Suriye ve Lübnan’ı gösteriyor, aynen dünyaya servis edilen diğer haber, yorumlarda görüldüğü üzere...
Fakat, mevcut gelişmeler aslında bu saldırının Suriye ve Lübnan ile sınırlı kalmadığını, hatta vurulan yerler itibarıyla daha başka devletleri hedef aldığını gösteriyor. Burada akıllara gelen ilk ülke de İran. Gerek Esad rejimi gerekse de Hizbullah boyutuyla bölgede Şii eksenini kırmaya yönelik bu hava taarruzu İran’ın bölgedeki “karşı saldırı” ve “caydırıcılık” yeteneğini zayıflatmaya yönelik olarak karşımıza çıksa da, esas hedefin “Yeni Ortadoğu” sürecinde daha dinamik bir güç olan başka bir ülke olduğu görülüyor. Hangi ülke mi? Adım adım gidelim...
Burada, öncelikle Özgür Suriye Ordusu (ÖSO)’nun yaptığı açıklamalara dikkatleri çekmek gerekiyor. “Açıklamalar” diyorum, çünkü sadece bu olay dolayısıyla değil, daha öncesinde de yaşanan bir takım saldırılar sonrası ÖSO İsrail’in aslında Suriye kuvvetlerini değil de kendilerini hedef aldığını açıklamıştı. Golan hadiseleri bunların başında geliyor. Kasım 2012’de Golan Tepeleri’nden Suriye ordusunu hedef aldığı açıklanan saldırıların Suriye kuvvetlerini değil, onlarla çatışma halinde olan ÖSO’yu hedef aldığı sonradan anlaşılmıştı.
Bu son saldırıda da İsrail savaş uçaklarının başkent Şam yakınlarında bir askeri araştırma tesisini vurduğu belirtildi. Oysa, bu tesisle birlikte aynı zamanda vurulan araştırma merkezi içerisindeki hassas askeri teknolojiyi ele geçirmek üzere olan ÖSO idi. Son dönemde Rus ve İran sofistike silah teknolojilerini ele geçirmeyi hedefleyen ve bu noktada başka unsurlar tarafından püskürtülen ÖSO’nun bu doğrultuda yaptığı açıklamalar dolayısıyla oldukça dikkat çekici. Nitekim saldırıyı doğrulayan Suriye ordusu yetkilileri de bu hususa dikkatleri çekiyordu, fakat tek bir farkla. Onlara göre, hava taarruzu “teröristlerin tesisi ele geçirme girişimlerinin başarısız olmasının ardından” gerçekleşmişti...
Diğer taraftan, Türk F-4’ü karşısında aslan kesilen Suriye Silahlı Kuvvetleri’nin İsrail savaş uçakları karşısında sus pus olması da bu kapsamda oldukça düşündürücü. Tam 12 uçak, fakat yere göğe sığdırılamayan Suriye hava savunma sistemi ne hikmetse sus pus. Sus pus olan sadece Suriye değil, Rusya da...
Burada göz ardı edilmemesi, hatta sorgulanması gereken bir diğer husus ise Obama yönetiminin Türkiye ve İsrail karşısında takındığı “ikircikli tutum”. Obama’nın “Yeni Ortadoğu” sürecinde bölgenin “hami gücü” olarak İsrail yerine Türkiye’yi tercih ettiğine yönelik iddialar, bir anlamda bu operasyon ile birlikte bir kez daha darbe almış oluyor.
Netanyahu ve ekibinin bu süreçte tasfiye edileceğiyle ilgili öngörüler gerçekleşmediği gibi, ABD’nin adım adım İsrail çizgisine doğru kaymaya başlayan yaklaşımları ve Davutoğlu üzerinden Ankara’yı hedef alan tepkisi de bu arada dikkatlerden kaçmıyor. Nitekim, Dışişleri Bakanlığı adına konuşan Nuland’ın, Davutoğlu’nun “Esad İsrail jetlerine taş bile atmadı” şeklindeki ifadelerine; “Türkiye ortalığı kızıştırmaya çalışıyor” şeklindeki sert çıkışı ve “Herkes şiddetin durmasını sağlamaya çalışırken Türkiye bunun aksini yapıyor” sözleri bir kez daha bu tespitimizi doğruluyor.
Dolayısıyla, son İsrail saldırısı ve bu bağlamda Türkiye-ÖSO arasındaki ilişkiler ile birlikte buna verilen uyarı ve tepkiler de göz önünde bulundurulduğunda, “Savaşlar arasındaki Savaş”ta esas hedefin hangi ülke olduğu bir kez daha sırıtıyor!
07.02.2013 Milli Gazete































Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.