Tuba Kaplan ve Muzaffer Serkan Aydın’ın sunduğu Berabere programının konuğu olan Sibel Eraslan, olan biten her şeye rağmen dünyaya karşı sorumluklarımızın bilince olmamız ve yaptığımız her şeyi, ne yaparsak yapalım iyi yapmak zorunda olduğumuzu vurguladığı konuşmasında şunları söyledi:
“90’ların başında yaşadığımız iletişim devrimiyle kültürel dayatmaları hissedebiliyoruz. Ne kadar maniplasyona maruz kalınırsa kalınsın, iyi işler her türlü baskıya rağmen örtülemez ve yok edilemez. İyiye yol vermekten kaçınıyoruz ama önü açılmasa bile iyi olan daima iyidir. İyinin yol alması hiçbir zaman kolay olmadı ve olmayacak. Elimizde siyah kalem ve siyah kâğıt var. Yazıyla uğraşıyoruz. Bütün müziğin ihtişamını, hayattaki renkleri, mimarinin duruşunu yazarak anlatmak zorundasın. İnsanlara sadece yazıyla bir evren kurmak zorundasın. Bunu yaparken dünyadan kopabiliyorsun. Bu sebeple yazmak dünyanın yalnızlık şahikasıdır.
Kur’an-ı Kerim kıssaları üzerinden bize çok şey anlatıyor. Kur'an-ı Kerim'de geçen ve Paygamberimiz döneminde yaşamış kadınlar, bir Müslüman kadının yol haritasını çizmesi için çok önemli örnekler. Yazı ile mücadelenin arasında, özellikle Türkiye'de ciddi bir paralellik var. Verilen siyasi mücadelenin gayriihtiyari bir yansımasıdır bu.
Suriye tecrübesinden yola çıkarak Türkiye’nin kıymetini iyi bilmemiz lazım. Garip geldik garip gidiyoruz ama buradayken çok önemli sorumluluklarımız var.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.