Kapitalizmin üzerine inşa edildiği ana sütunlar: birikim, sermaye, verimlilik, gelişme, ilerleme, büyümedir...
Verimlilik artışı döngüsel hayatın yeknesaklığını kıracak, servet birikiminin ve doğrusal gelişmenin yolunu açacaktı.
Tarım toplumunda kaynaklar (pasta) sabitti. Ondan pay almak için ya bir takım adil prensipler çerçevesinde uzlaşmak ya da kavga etmek gerekiyordu.
Sanayi toplumunda verimlilik artışı kaynakların (pastanın) çeşitlenmesini ve çoğalmasını sağladı. Hızlı ve dur durak bilmez bir büyüme süreci başladı. Bu büyüme, genişleme sürdüğü müddetçe uzlaşmaya da kavgaya da gerek yoktu. Her gün yeni pastalar üretilmekte, zengin fakir, akıllı akılsız, doğulu batılı herkes nasibince gelişmelerden payını almakta, refah seviyesini arttırmaktaydı.
Âdil paylaşım için teoriler, kurallar, prensipler üretmeye gerek yoktu. Bu dünya Huxley'in tarif ettiği bolluklar diyarı, "Cesur Yeni Bir Dünya" idi.
Bu "modern peri masalının" motoru, bu rüyanın sürmesini sağlayan sihirli formül durmaksızın büyümekti.
Kapitalizmin en büyük krizi büyüme yavaşladığında ya da durduğunda ortaya çıkıyordu.
Pastanın büyüklüğü sabitlendiği anda yeniden paylaşım kavgası başlıyordu.
Fakat tarım toplumundan farklı olarak sanayi toplumunun Tanrısı, dolayısıyla haramı, helali, ahireti, hesap günü, cenneti, cehennemi yoktu! Sadece insanların dizginlerinden boşanmış his ve arzuları vardı.
Modern sözleşmeye imza atan herkes, vaat edilen refah, konfor karşılığında Tanrı'yı öldürüp yerine insan nefsini (aklını ve hislerini) koymayı kabul eder.
Kapitalist büyümenin yavaşlaması bile kriz sebebidir. Durması savaş çıkarır.
Devamı: https://fikircografyasi.com/makale/tanrisini-oldurenlerin-buyumesi-durunca
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.