-Ruzname; Kelime Günlüğü'nden-
Ekranların herkesin biraz kafasını karıştırdığı malum. Bir kere,bizi daha fazla onunla muhatap etmek için kurgulanmışlar. Bu kurgulamanın gerisindeyse insanî olanın çıkarı için fazla bir şey yok.
Ekran bağımlılığının artışı ve buna bağlı olarak sosyal hayatın biçim değiştirmesi, ortak alanlarda da tekilliği mümkün kılan fizikî düzenlemelere sebep oluyor.
Çay-kahve mekânlarındaki tek kişilik masalar, şehirlerarası ve şehiriçi otobüslerdeki tek kişilik koltuklar, bireyselliği öne çıkaran pazarlama teknikleri, arkadaşlıklardaki benmerkezcilik her gün daha fazla alıcı buluyor. Ekranla ve içinde yerleştirildiği cihazla hayatını kurgulama ve kendine ekstra bir hafıza inşa etme işi herkesin işine geliyor ve bu yüzden sık sık onunla baş başa kalmak herkese “iyi” geliyor.
Dijital seçeneklerle biçimlediği tekilliğinde kaybolan insan, kafasını ekrandan kaldırıp gözlerini ondan ayırınca anlıyor bir metroda, bir durakta, bir sokakta, bir evde, bir ziyarette ve devamlı bir kalabalık arasında olduğunu…
Bu cazibenin kaynağı, sadece bireyselliği besleyen kurgu becerisi değil kanımca. Kalabalıklar içinde sonsuz ihtimallerle açılan hayat sayfalarını, kalabalığın bize yüklediği sorumluluklar olmadan sanal da olsa tadabilme imkânı. Zira elinizde tuttuğunuz, ortalama on santimetrekarelik ekran, milyonlarca ihtimalle dolu bir tavşan deliği gibi… Alice -ki “yabancısı” değiliz, aramızda onu bilmeyen yok- olabilmek, hiç şaşırmadığımız kadar şaşırabilmek, eğlenebilmek, öğrenebilmek ve bunu yalnızca kendi kendimize, kendi tercihlerimiz üzerinden yapmak imkanını veriyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.