TYB Ankara Şubesi Akif ve Çanakkale Paneli Gerçekleştirdi

Panelin oturum başkanlığını yapan TYB Ankara Şube Başkanı Mehmet Sait Uluçay,

 Çanakkale Savaşının, Birinci Dünya Savaşı içinde, tarihin en kanlı muhaberesi olduğunu, aynı zamanda da tarihin kaydettiği en büyük ve en önemli zaferlerinden biri olduğunu

belirterek,  “Bu savaşta 253 bin Türk askeri şehit düşmüştür, itilaf devletlerinden ise 250 bin civarı ölü olmuştur. Bu savaş, kurtuluş mücadelemizin yolunu açmış ve aydınlatmıştır. Diğer bir ifadeyle yeni bir devletin doğacağının işaret fişeği olmuştur.” dedi.

Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale Savaşı’nda cephede savaşan biri olmadığını, ancak cephe gerisinde ter döktüğünü vurgulayan yazar-şair Uluçay, “O, silahla düşmana karşı çarpışmadı fakat çok güçlü kalemi ve etkileyici hitabeti ile en çetin savaşı vermekteydi. Çanakkale Savaşları’nın başladığı ve devam ettiği tarihlerde Arap topraklarındaki o çöl ikliminde, İngiliz casus Lawrence tarafından kandırılan Arapları ikna etmek ve gafletten uyandırmak için büyük çabalar harcamaktaydı. Yine Arap topraklarında Osmanlı’ya karşı kışkırtılan, başkaldıran esir Müslümanları irşat ederek, onları hıyanetlerinden vazgeçirmeye çalışıyordu. Değişik coğrafyalarda baş gösteren ayaklanmaları durdurmak ve kandırılanların savaşa verdikleri zararı bertaraf etmeye çalışmaktaydı. Yine Âkif, Çanakkale Savaşları’nın en kanlı dönemlerinde Berlin’de görevliydi, ancak savaşı çok yakından ve acıyla takip ediyordu.” şeklinde konuştu.

Uluçay: Çanakkale Zaferi Kurtuluş Savaşı’nın ön sözüdür

Mehmed Âkif, Teşkilat-ı Mahsusa tarafından önemli bir milli görevi ifa etmek için Eşref Sencer Kuşçubaşı ile Arap topraklarına gittiği zaman Şam-Medine demiryolunun üzerinde bulunan “El-Muazzama” tren istasyonunda bulunduğu sırada, İngilizlerin Çanakkale’den kaçtıklarına dair müjdeli haberi, İstasyon Şefi Mısırlı Mahmut’tan öğrendiğini ifade eden Uluçay, bu müjde karşısında göz yaşları içinde ‘- Allah’ım, dedi, şu Çanakkale’de dövüşen kahramanları yazmadan canımı alma! Sonra gözüm arkada kalır.”  diye dua ettiğini, Süleyman Nazif’in ‘mucize’ dediği, Çanakkale Savaşı ile özdeşleşen ‘Çanakkale Şehitleri’ şiirini kaleme aldığını anlattı.

Çanakkale Savaşı’nın Kurtuluş Savaşı’nın ön sözü olduğunun altını çizen Uluçay sözlerini şöyle tamamladı “Tarih yazıp, çağ açıp kapatan bir millet olarak, Çanakkale ruhunu, istiklal ve hürriyet hissiyatımızı dünden daha fazla diri tutarak, bekamıza sahip çıkma gayretimiz, büyük bir kararlılıkla devam etmektedir. Türkiye Yazarlar Birliği olarak, Şehit kanlarıyla sulanan ve bize emanet edilen bu kutsal topraklara büyük bir şuurla sahip çıkarak, gelecek nesillere emanet etme kararlılığımız devam edecektir.

 Işık: Çanakkale Zaferi İslam coğrafyasının son destanıdır

Panele konuşmacı olarak katılan Şair Yazar Talip Işık, M Akif Ersoy'un Çanakkale Şehitlerine şiirinin yazılış öyküsüyle birlikte şiirin tahlili ve günümüze verdiği tarihi mesajlar üzerinde durdu.

Çanakkale  ‘son ehli Salibin’ yani haçlı ordularının en kesif, en yoğun yığılmayla gerçekleştirdiği bu barbar saldırıların göğsünde çelikten imanıyla Müslüman Türk milletinin nasıl muzaffer olduğunun altını çizen Talip Işık, “Çanakkale zaferi, Müslüman Türk milletinin, İslam coğrafyasının son destanıdır. Ölümü de öldüren kahraman askerlerimiz, Anadolu kıtasını, son kalesini düşmana çiğnetmemiştir.” dedi.

Akif’in Çanakkale Zaferi’nin haberini Necid Çölü’nde El Muzzam istasyonunda Kuşçubaşı Eşref Beyden aldığını, Çöl kumları üzerinde şükür secdesine kaparak saatlerce gözyaşı dökerek Rabbine hamd ettiğini,  o günün gecesinde sabaha kadar Ravzai Mutahhara’nın manevi ikliminde şehitlerimize ithaf ettiği  Çanakkale Şehitleri şiirini yazdığını anlatan Işık, “Çanakkale şiiri, benzeri olmayan ve bir daha yazılması mümkün olmayan tarihimiz ve edebiyatımız açısından eşsiz bir şiirdir. Bu şiiri okurken savaşın her anını bir tablo gibi 7 ayrı safhada şair bizlere yaşatıyor. Müthiş bir metaforla yağmur gibi yağan top mermileri, zelzeleyle savrulan enkazı beşer dehşet sahnelerini sergiler. Akif bu tarihi savaşı Necid'ce ruhundaki büyük bir ıstırapla adeta yazmıştır” diye konuştu.

Işık, Çanakkale’de Asım’ın neslinin Müslüman Türk yurdunu namusu  olarak gördüğünü ve düşmana çiğnetmediğini söyleyerek sözlerini tamamladı.

Poyraz: Çanakkale Zaferi dünyada dengeleri deiştirdi

Panelde  konuşan gazeteci ve araştırmacı yazar Mehmet Poyraz "Çanakkale Savaşı'nın Tarihsel Süreci ve Milli Mücadele'ye Etkisi" başlıklı  değerlendirmesinde dönemi anlatırken Çanakkale Savaşı’nı mağlup tarafın Osmanlı Devleti olması halinde bölgedeki dengelerin değişmiş olacağına da işaret etti.

 Poyraz, dönemin Rusya detayını ise şu sözlerle ifade etti: “Günümüzde halen Batı’da sonuçlarının incelendiği Çanakkale Savaşı’nın İstanbul ve Anadolu işgalini birkaç yıl geciktirdiğini öne sürenlere de sözümüz var. Son 10 yıl boyunca bir yandan Japonlarla savaşan diğer yandan iç karışıklıklarla uğraşan Çarlık Rusya’nın rejimi 1917’deki “Ekim Devrimi” ile topraklarında son bulur. Savaş sonrası hayli yorgun düşen Rusya, Bolşevikliğe boyun eğmek zorunda kalır. Fakat İtilaf Devletleri Çanakkale’yi geçip Boğazları kontrol altına alsaydı eğer, alacağı her türlü destekle Çarlık Rusya büyük ihtimal yaşıyor olacaktı, en azından bir süre daha. Ve bugün bölgede gördüğümüz manzaranın bir başka olacağına şüphe yoktur”

Haber: Şahin Ali Şen