Prof. Dr. Servet Bayındır, Doç Dr. Yusuf Dinç ve Temel Hazıroğlu’nun konuşmacı olarak katıldığı programı Dr Akif Çarkçı yönetti.
İlk sözü alan Prof. Dr. Servet Bayındır şöyle konuştu. ‘Faizcilik İslam öncesi din ve düşünce sistemlerinde olduğu gibi İslam’da da meşru görülmeyen; kaçınılması, uzak durulması emredilen bir davranış biçimidir. Faiz yılan gibidir. Yılan bir insanı soksa insan toparlanamaz. Bir insan faize bulaşırsa tıpkı yılan sokması gibi toparlaması güçtür. İbnu'l-Arabî’ye göre faizin bizzat kendisi kötülüğün kaynağıdır. Bu nedenle kişi ve ülke ayırımı yapılmaksızın faiz tümüyle yasaklanmalıdır.
Günümüzde İslami finans iddiasıyla ortaya çıkan kurumların bazı hatalı ve yanlış uygulamaları baz alınarak farklı kesimlerden aslında 'İslam iktisadı' diye bir disiplinin olmadığı şeklinde görüşler ileri sürülmektedir ki bunun bilgi ve iyi niyete dayandığı söylenemez.
Konuşmacılardan Yusuf Dinç ise “Kapitalizmin yegâne amacı tekelleşmektir. Tekelleşmenin iki yolu vardır birisi kumar diğeri faizdir. Kapitalizm kendi kendini sömürür. Kapitalizmin çığırından çıkarma hali dengesini kaybetmiş bir yaşama denklemi eliyle gerçekleşiyor. Faizsiz Finans Kanunu’nun yasalaşması halinde faizsiz pencere uygulamaları tamamen kapanmış olacak. Faizli kurumlar faizsiz alanın dışında tutulacak. Faizsiz kurumların zaten olmayan GDO yüklemesi hiçbir zaman mümkün olmayacak “dedi.
Yusuf Dinç “bugün dünyada faizsiz finans alanında ön plana çıkan ekonomilerdeki uygulamalardan yararlanılmış ve iyi bir örnek çıkarılmış. Artık kanunlaşmasını beklemek için kaybedecek vaktimiz yoktur. Lakin buna da karşı çıkanlar vardır. Bunlar faizsiz finans gezicileridir. Katılım bankacılığının ülkemize en büyük katkısı kardeş rekabetidir “diye sözlerine devam etti.
Yazar Temel Hazıroğlu da Katılım Ekonomisi kavramının insanlığa yaratılış gayesini, varlık amacını idrak ettirecek tek çare ve tek çözüm olduğunu gündeme getirip önerecektir.
Temel Hazıroğlu konuşmasında “Az kalkınmış ülkelerde banka büyüklüğü milli hasılanın neredeyse yarısıdır. Ülkelerin banka büyüklüğü ile zenginlikleri ilişkilidir.
Mutlak mülkiyette mülkiyet Allah’ındır. İnsana ise mülkiyeti kullanma hakkı vardır. Osmanlı bunu biraz uygulanmıştır’ diye konuştu.
Hazıroğlu şöyle devam etti: Karakoç İslam bütünlüklü bir dindir der. Sadece ekonomi açısından bakamazsınız. Sosyolojisiyle, ahlakıyla, siyasetiyle her şeyiyle bir bütünüdür. Ekonomistler, Batı, muhtevasıyla baktığı için Batı’nın İslam’ını görürler. İslam, muhtevasıyla bütünlüklü bakamazsınız, İslam’a göre bir alternatif götüremezsiniz.
Faiz zordaki bir insanın güçlü bir insan tarafından daha da güçsüzleştirilmesidir.
Batı’nın insan tasavvuru hep efendi-köle şeklinde olmuştur. Batı’nın insan tasavvuru arızalıdır. Serbest piyasa söylemi, efendilerin söylemidir.
Batı felsefi olarak kendini diğer insanlardan ayırarak mülkiyeti ele geçirmeye çalışıp insanlar yaratmış olmaları hasebiyle birbirine eşittir. İslam ekonomisi tartışmalarında küresel kapitalist sistemi kaldırdığınızda yahut yeşile boyadığınızda da İslam ekonomisi olacağını düşünenler var. Başkalarının bize isim verme tuzaklarına düşmememiz gerekiyor.
Programın bitiminde Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı konuşmacılara ve katılımcılara teşekkür ederek Türkiye ve Dünya gündemine dair programlarının devam edeceğini belirtti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.