Şube Başkanı Doç. Dr. Mahmut Kaya’nın moderatörlüğünü yaptığı programda şair İbrahim Halil Tezölmez, Divan Edebiyatının tarihsel bir kesitini örneklerle sundu.
ELEŞTİRİLER BÜYÜK BİR HAKSIZLIK
Divan şiirinin 13. yüzyıldan 19. yüzyıla macerasını, Hoca Dehhanî’den Şeyh Galib’e yer yer örnekleyerek panoramasını çizen şair İbrahim Halil Tezölmez; imparatorluk zamanımızın ihtişamını taşıyan, altı yüzyıl (600) kesintisiz sürmesiyle dünyada benzeri olmayan, biçim-anlam kaynaşmasıyla adeta kristalize olup zaman içinde kemalin son derecesine ulaşmış bir şiir olduğunu söyledi.
Şair İbrahim Halil Tezölmez, Bizim “klasiğimiz” olan bu edebiyata “eski, halktan kopuk, dili ağır” gibi yaftalarla Tanzimat 1. kuşağından başlayarak, özellikle Cumhuriyet’in 2. kuşak aydınlarınca ağır eleştiriler yöneltildiğini ve bunun büyük bir haksızlık olduğunu ifade etti.
Şair İbrahim Halil Tezölmez, Güzel sanatlarda “eski-yeni” kavramlarının yersiz olduğunu örneklerle izah ettikten sonra, dil sorununun beş/altı yüz kelime ile aşılabileceğini belirtti.
HALKTAN KOPUK, HAVASA AİT SARAY EDEBİYATI OLDUĞUNU İLERİ SÜRMEK YANLIŞ
Şair İbrahim Halil Tezölmez, bu edebiyatın halktan kopuk, havasa ait saray edebiyatı olduğunu ileri sürmenin yanlışlığına değinerek konuşmasını şöyle sürdürdü;
Devamı: https://urfamuhabir.net/tezolmez-tybde-divan-edebiyatini-anlatti/
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.