• İstanbul 18 °C
  • Ankara 20 °C

Ülkü Önal: Özbekistan Seyahatim

Ülkü Önal: Özbekistan Seyahatim
Çocukluk yıllarından itibaren Türk dünyasına karşı bir ilgim vardı. Türk dünyasını gezip görmeyi çok istiyordum. Türk soylu halklar ile bir bayrak altında yaşamayı hayal ederdim.
Ülkemize göç etmek zorunda kalan Ahıska Türkleri’nin sürgün hatıralarını çalışmaya başlayınca oralarda kalan hemşerilerimizle de görüşerek derlemeler yapmak istedim ama maddi sebeplerden dolayı buna yeltenemedim. Oradaki sivil toplum kuruluşlarına bu talebimi ilettim. Buna karşın yıllarca çalıştığım Kültür ve Turizm Bakanlığında tek satır yazı yazmayan bazı kişiler resmi görevle ata yurdumuza gittiler. Bana nasip olmadı.

Yeğenim Alican, Dişişleri Bakanlığı görevlisi olarak Özbekistan’a atandıktan sonra Özbek bir kızla evlendi. Bunun üzerine düğününe katılmak üzere Özbekistan’a revan olduk. 17 Haziran 2022 tarihinde yeni yapılan İstanbul Havaalanına vardım. Birlikte seyahat edeceğim dayımın kızı Güler ve eşi İsmet Aslan’la Özbekistan Hava Yolları kuyruğuna girdik. Daha sonra bize yeğenim Alper ve eşi Sinem ile Gökhan da katıldı. O kadar çok valiz vardı ki çok yavaş ilerledik. Seyahat edenlerin çoğu kadındı. Yerel kıyafetli bu kadınlar bavul ticareti yapıyorlardı. Bavullarını geçirmemizi isteyenler de oldu. Pasaport kontrolünde sarı saçlı, makyajlı İran Türkleriyle karşılaştım.

Fergana uçağında çok samimi bir hava vardı. Herkes birbiriyle konuşuyordu. İsmet enişte “Artvin otobüsü gibi.” dedi. Çekirdek çıtlatan da müzik dinleyenler de vardı. Nereden geldiğimizi sorup yardımcı olmaya çalıştılar. Bizleri evlerine davet edenler oldu. Bize dağıtılan yemeklerdeki etin at eti olduğundan şüphelenip sorduğumuzda “At eti çok pahalıdır her yerde olmaz.” dediler. Su gibi sürekli çay ikram ettiler. İsmet enişte Artvin’in barajlarını ve ilçemiz Ardanuç’u tanıttı. Hazar gölünü de uçaktan görmek nasip oldu.

Gece İkrâmı

5,5 saat sonra indik. Valiz alma yeri çok dardı bir daha geri dönülüyor. Belli bir gram kadar altın geçiriliyormuş diğerleri kaçakçılığa giriyormuş. Takılarda gelinimiz Sinem de olunca zor geçti. Bize, Abdülhamit dizisini izlediklerini söylediler. Yeğenim ve gelinin dayısı (Toga) bizi karşıladı. Yakın mesafede olan gelinimizin köyüne gittik. Gece olmasına rağmen kalabalık bir grup bizi bekliyordu. Mahalli kıyafetiyle gelinimiz Medine bizi karşıladı ve elinde ibrikle ellerimizi yıkattırdı. Başındaki örtüyü eğilerek açıp örterek bizi selamladı.

Devamı: https://www.insaniyet.net/ozbekistan-seyahatim/

Bu haber toplam 310 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
    UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
    Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
    Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2012 Türkiye Yazarlar Birliği | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz. Sitede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir.
Tel : 0312 232 05 71 - 72 | Faks : 0312 232 05 71-72 | Haber Scripti: CM Bilişim